Domuz kılı fırçalar hakkında bazı bilgiler

[papazerigi]

hocam ne diyor. zarurette diyor.. normal halde uygun değildir. domuz kılının alternatifi olmasa veya kıldan başka bir seçenek olmasa evet dediğiniz olabilirdi. Hatta şöyle bir şey de var eğer mecbur değilken bilerek ve isteyerek yemiş olsanız bile Allah (c.c.) içten, gönülden yapılan tevbeleri kabul edeceğini müjdeliyor.

Bence ayetin bizi ilgilendiren kısmı yazılmıştır, yazılmayan kısmı için art niyet aramak biraz ayıp olur bence. Cevap da gayet açık. Dileyen dilediği gibi davranmakta özgürdür. ben dinen uygun olmadığı için kullanmıyorum, etini de yemiyorum. Yasak olmasa belki etini de yerdim, kılını da kullanırdım. Allah bilir.

Saygılarımla

Ayetin yarısını yazıp, diğer yarısını yazmamak olmaz.
En azından dürüstçe olmaz.
Buyrun tamamı:
Fakat (Allah) size, sadece ölü hayvan etini, kanı ve domuz etini haram kıldı. Ve Allah'tan başkası için olanı (putlar ve şahıslar adına kesilen hayvanı) helâl kılmadı. Ama kim zarurette (açlıkta ve zor durumda) kalırsa, o taktirde (başkasının) hakkına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak (şartıyla) onun üzerine günah yoktur. Muhakkak ki Allah, Gafur'dur, Rahîm'dir.


Yani ne diyor çok aç kalırsan etini bile ye diyor.

Bırakın kılını, kemiğini kullanmayı etini bile yemeye izin var zarurette.

Derseniz ki ben kullanmayacağım kimse bir şey demez. Ama olayı getirip yalan yanlış yorumlarla dine bağlarsanız, siz de kullanmayına getirirseniz o zaman biri dur der.

[mancho]

Sevgili Papazeriği,

Kur'an zarurette kalmazsan etini yeme diyor. Hepsi bu.
Kılı tüyü ile ilgili birşey yok.

hocam ne diyor. zarurette diyor.. normal halde uygun değildir. domuz kılının alternatifi olmasa veya kıldan başka bir seçenek olmasa evet dediğiniz olabilirdi. Hatta şöyle bir şey de var eğer mecbur değilken bilerek ve isteyerek yemiş olsanız bile Allah (c.c.) içten, gönülden yapılan tevbeleri kabul edeceğini müjdeliyor.

Bence ayetin bizi ilgilendiren kısmı yazılmıştır, yazılmayan kısmı için art niyet aramak biraz ayıp olur bence. Cevap da gayet açık. Dileyen dilediği gibi davranmakta özgürdür. ben dinen uygun olmadığı için kullanmıyorum, etini de yemiyorum. Yasak olmasa belki etini de yerdim, kılını da kullanırdım. Allah bilir.

Saygılarımla

Ayetin yarısını yazıp, diğer yarısını yazmamak olmaz.
En azından dürüstçe olmaz.
Buyrun tamamı:
Fakat (Allah) size, sadece ölü hayvan etini, kanı ve domuz etini haram kıldı. Ve Allah'tan başkası için olanı (putlar ve şahıslar adına kesilen hayvanı) helâl kılmadı. Ama kim zarurette (açlıkta ve zor durumda) kalırsa, o taktirde (başkasının) hakkına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak (şartıyla) onun üzerine günah yoktur. Muhakkak ki Allah, Gafur'dur, Rahîm'dir.


Yani ne diyor çok aç kalırsan etini bile ye diyor.

Bırakın kılını, kemiğini kullanmayı etini bile yemeye izin var zarurette.

Derseniz ki ben kullanmayacağım kimse bir şey demez. Ama olayı getirip yalan yanlış yorumlarla dine bağlarsanız, siz de kullanmayına getirirseniz o zaman biri dur der.

[papazerigi]

hocam o zaman "çok yazık ki o kadar müçtehidler, alimler boşuna kafa yormuşlar. Biz olayı iki dakikada çözdük. Sadece Kuran-ı kerime baksalarmış keşke" gibi bir mana çıkıyor.
Saygılar

Sevgili Papazeriği,

Kur'an zarurette kalmazsan etini yeme diyor. Hepsi bu.
Kılı tüyü ile ilgili birşey yok.

[canbaz]

haram ya da değil böyle bişeyi dikta etmek yanlış olur. verilere bakılır, herkes kendi doğrusunu uygular. benim hoşuma giden türklerin islamiyet öncesinde de 'domuz beslemediğine' ilişkin yazılanlar...

[mancho]

O zaman onlar ne iş yapıp nemalanacaktı.

Kendilerinin birşey yaptığını sanmaları için sanki Kur'an anlaması çok zormuş havası yaratıyor o sevgili alimler.

Peygamberin yaptıkları demişsiniz. Çok güzel. Peygamber sakal tıraşı olmazdı.

Sakal bırakmak sünnettir.

hocam o zaman "çok yazık ki o kadar müçtehidler, alimler boşuna kafa yormuşlar. Biz olayı iki dakikada çözdük. Sadece Kuran-ı kerime baksalarmış keşke" gibi bir mana çıkıyor.
Saygılar

Sevgili Papazeriği,

Kur'an zarurette kalmazsan etini yeme diyor. Hepsi bu.
Kılı tüyü ile ilgili birşey yok.

[martin]

Efendim bunlar aslında yorum meselesi. Geçmiş çağlarda sadece müçtehitlerin içitihat edebileceği yani yorum yapacağı kabul edilyordu. Aslında ehli sünnet vel cemaat inancı da budur. yani kuran+sünnet+Kıyasul fukaha+icmaül ümmet dörtlüsüne göre ictihat edilir. Yani kimse kendi kendine ben böyle yorumluyorum diye ictihat edemez demektir bu. Ama artık eğitim ve bilgi imkanlarının arttığı günümüzde insanlara sen okuyup yorum yapamazsın demek de yanlıştır. Bir kişinin Müslüman olması onun illa da Hanefi ya da Şafii ya da Ceferi mezhebine inanmasını gerektirmez. İslamda imanın şartları bellidir. Biri diyorsa ki ben bir konuda mesela domuz kılı fırça kullanımı konusunda kendim yorum yapmayacağım islam alimlerinin orta çağlarda yaptığı yorumlara göre hareket edeceğim bu onun kendi İslamiyet anlayışıdır. Ammaaa bazı Müslümanlar da çıkıp kardeşim benim okumam yazmam var Kuranı Kerimi de Kütübi Sitteyi de okur gerekirse önceki yorumlara da bakar kendi yorumumu yaparım diyebilir. Nasıl ki bir Müslüman domuz kılı ve yağına dokunmayı mahsurlu (kesin haramdır denemiyor) sayıyorsa başka bir Müslüman da kardeşim Allah bana etini yemeyi haram etmiş kılını yağını kemiğini tüyünü kullanmayı değil. Bilmem kaç yüz yıl önceki İslam alimlerinin başka ayetleri zorlayıp tevil ederek Allahın açıkça haram kılmadığı bir şeyi (domuzun gıda dışında kullanımı) Yahudi şeriatine özenip haram saymaları beni bağlamaz diyebilir. Böyle düşünenlere de diğerlerinin saygı duyması icab eder kanaatindeyim.

Saygılar

[papazerigi]

Doğrudur. Eğer o kadar okuyorsanız, birçok hadise ulaşmış ve yorumlayabiliyorsanız, arapçadaki iki fiil arasındaki farkı ayırt edecek kadar arapçaya hakim iseniz bence ilmin de zekatını vermek ve sizin yaptıklarınızı yapamayanlara da fetva vermek gerekir diye düşünüyorum.
En doğrusunu Allah bilir.
Saygılarımla

Efendim bunlar aslında yorum meselesi. Geçmiş çağlarda sadece müçtehitlerin içitihat edebileceği yani yorum yapacağı kabul edilyordu. Aslında ehli sünnet vel cemaat inancı da budur. yani kuran+sünnet+Kıyasul fukaha+icmaül ümmet dörtlüsüne göre ictihat edilir. Yani kimse kendi kendine ben böyle yorumluyorum diye ictihat edemez demektir bu. Ama artık eğitim ve bilgi imkanlarının arttığı günümüzde insanlara sen okuyup yorum yapamazsın demek de yanlıştır. Bir kişinin Müslüman olması onun illa da Hanefi ya da Şafii ya da Ceferi mezhebine inanmasını gerektirmez. İslamda imanın şartları bellidir. Biri diyorsa ki ben bir konuda mesela domuz kılı fırça kullanımı konusunda kendim yorum yapmayacağım islam alimlerinin orta çağlarda yaptığı yorumlara göre hareket edeceğim bu onun kendi İslamiyet anlayışıdır. Ammaaa bazı Müslümanlar da çıkıp kardeşim benim okumam yazmam var Kuranı Kerimi de Kütübi Sitteyi de okur gerekirse önceki yorumlara da bakar kendi yorumumu yaparım diyebilir. Nasıl ki bir Müslüman domuz kılı ve yağına dokunmayı mahsurlu (kesin haramdır denemiyor) sayıyorsa başka bir Müslüman da kardeşim Allah bana etini yemeyi haram etmiş kılını yağını kemiğini tüyünü kullanmayı değil. Bilmem kaç yüz yıl önceki İslam alimlerinin başka ayetleri zorlayıp tevil ederek Allahın açıkça haram kılmadığı bir şeyi (domuzun gıda dışında kullanımı) Yahudi şeriatine özenip haram saymaları beni bağlamaz diyebilir. Böyle düşünenlere de diğerlerinin saygı duyması icap eder kanaatindeyim.

Saygılar

[martin]

Papaz Martin Luther ortaya çıkana kadar İncili ancak eski yunanca ve ibranice bilen kilisenin din alimleri ve konsilleri yorumlayabilir deniyordu. Adam tuttu Kitabı mukaddesi çevirdi Almanca'ya. Alın okuyun buna göre yaşayın kilisede sizin sırtınızdan geçinen adamların yorumlarına muhtaç değilsiniz dedi. O zaman da vayy efendim sen kim oluyosun Almancasından İncil mi okunup amel edilirmiş diye adamı yakmaya çalıştılar.

Bizde henüz bir Luther çıkamadı. Onun için hep aynı teraneler ısıtılıp Müslümanların önüne sürülür. Yok muazzam Arapça bilmeniz gerekir yok bu konuda on bin tane kitabı hatmetmiş olmanız lazım derler. Oysa yorum yapılacak olan günlük hayatla ilgili ayetler genellikle mütaşabih değil muhkem ayetlerdir. O yüzden de öyle ikircikli kelimeler fazla sorun teşkil etmez. Eğer yorum için bir ya da bir kaç kelimenin o zamanki Arapçadaki kullanımına ilişkin alternatiflere bakılıyorsa Klasik Arapça uzmanlarına danışılabilir yani din alimi olmaya gerek yok bu bilgi çağında. Esas bir Müslümanın yorum yapabilmesi için ayetlerin sebebi nüzulüne iyi bakılması gerekir. Yani o ayetin indiriliş gayesi nedir hangi olay üzerine indirilmiştir. Mesela toplumda çok tartışılan giyim konusundaki tartışmalarda bu çok önemlidir ama tıraş konusu dışına çıkmamak için yazmıyorum. Sanırım tıraş malzemeleri konusunda da İslamiyetin ortodoks (sünni) ve liberal yanlarını tercih edenler de var her ikisine saygı duymak gerekir ve tabi bunların hiçbiri beni ilgilendirmez diyen ateist, agnostik veya deist tıraşseverlere de saygıda kusur etmemeliyiz

selam ve sevgiler

Martin Amca

[papazerigi]

hocam yazdıklarınıza katılmakla beraber bir yandan "ben öyle anladım, öyle oldu" diyip diğer yandan da "benim yaptığım gibi yapmayanlar bağnaz çapulculardır" demenin bahsi geçen nezaketin dışında olduğunu düşünüyorum.

Parantez içerisinde belirteyim ki burada domuz kılı fırça kullanmama hususunda hassasiyet gösteren arkadaşlardan hiçbirinin "vay be domu kılı kullanılır mı haram" veya "domuz kılı kullanırsanız günahkar olursunuz" benzeri bir söz söylediğine şahit olmadım ancak konu ile ilgili ilgisiz her başlık altında zaten bu hususta hassasiyet göstermediklerini defaatle belirten dostların çok kez karşı tarafın hassasiyetini hiçe sayan, hatta aşağılayan entrylerine şahit oldum. Buradan belirtmeliyim ki o dostlarla bu tür muhabbetlere girmemeye ve en azından incitilmemeye gayret ediyorum. Sadece bu forumda değil diğer tüm sanal ortamlarda ve dost sohbetlerinde de.

Dediğinize göre fetva veren dostların ya arapça bilgisi çok iyi ya da arkadaş çevrelerini hep klasik arapça uzmanlarından seçiyorlar
Neyse daha fazla uzatmayarak bu hususta başka yorum yazmamaya çalışacağım.

Saygılarımla

Papaz Martin Luther ortaya çıkana kadar İncili ancak eski yunanca ve ibranice bilen kilisenin din alimleri ve konsilleri yorumlayabilir deniyordu. Adam tuttu Kitabı mukaddesi çevirdi Almanca'ya. Alın okuyun buna göre yaşayın kilisede sizin sırtınızdan geçinen adamların yorumlarına muhtaç değilsiniz dedi. O zaman da vayy efendim sen kim oluyosun Almancasından İncil mi okunup amel edilirmiş diye adamı yakmaya çalıştılar.

Bizde henüz bir Luther çıkamadı. Onun için hep aynı teraneler ısıtılıp Müslümanların önüne sürülür. Yok muazzam Arapça bilmeniz gerekir yok bu konuda on bin tane kitabı hatmetmiş olmanız lazım derler. Oysa yorum yapılacak olan günlük hayatla ilgili ayetler genellikle mütaşabih değil muhkem ayetlerdir. O yüzden de öyle ikircikli kelimeler fazla sorun teşkil etmez. Eğer yorum için bir ya da bir kaç kelimenin o zamanki Arapçadaki kullanımına ilişkin alternatiflere bakılıyorsa Klasik Arapça uzmanlarına danışılabilir yani din alimi olmaya gerek yok bu bilgi çağında. Esas bir Müslümanın yorum yapabilmesi için ayetlerin sebebi nüzulüne iyi bakılması gerekir. Yani o ayetin indiriliş gayesi nedir hangi olay üzerine indirilmiştir. Mesela toplumda çok tartışılan giyim konusundaki tartışmalarda bu çok önemlidir ama tıraş konusu dışına çıkmamak için yazmıyorum. Sanırım tıraş malzemeleri konusunda da İslamiyetin ortodoks (sünni) ve liberal yanlarını tercih edenler de var her ikisine saygı duymak gerekir ve tabi bunların hiçbiri beni ilgilendirmez diyen ateist, agnostik veya deist tıraşseverlere de saygıda kusur etmemeliyiz

selam ve sevgiler

Martin Amca

[martin]

Sevgili Papazeriği,

Dikkat edersen ben özellikle her iki görüşte olanlara da saygılı olmamız konusunu özellikle vurguluyorum. Benim yazdıklarımdaki eleştiri dini konularda görüş bildirmeyi tekellerinde tutan bir takım zevatıdır yoksa buradaki dindar dostlarımıza değildir. Aman nolur kimseye burada ne bağnaz ne de çapulcu diyoruz böyle aşağılamalar ne bizlere ne de bu foruma hiç mi hiç yakışmaz. Biz burada eğleniyor ve paylaşıyoruz. Zaten toplumumuz bölünmüş bir de geltir bölünmesin. Eğer yazdıklarımdan alındıysanız çok özür dilerim. Aslında konu yani dinde kimin ne kadar yorum yapabileceği mezheplerin var oluş sorunudur ve bu forumu aşar. Biz en iyisi Kurandaki bir ayetle konuyu tatlıya bağlayalım
LEKUM DİNİKUM VE LİYE DİN

hocam yazdıklarınıza katılmakla beraber bir yandan "ben öyle anladım, öyle oldu" diyip diğer yandan da "benim yaptığım gibi yapmayanlar bağnaz çapulculardır" demenin bahsi geçen nezaketin dışında olduğunu düşünüyorum.

Parantez içerisinde belirteyim ki burada domuz kılı fırça kullanmama hususunda hassasiyet gösteren arkadaşlardan hiçbirinin "vay be domu kılı kullanılır mı haram" veya "domuz kılı kullanırsanız günahkar olursunuz" benzeri bir söz söylediğine şahit olmadım ancak konu ile ilgili ilgisiz her başlık altında zaten bu hususta hassasiyet göstermediklerini defaatle belirten dostların çok kez karşı tarafın hassasiyetini hiçe sayan, hatta aşağılayan entrylerine şahit oldum. Buradan belirtmeliyim ki o dostlarla bu tür muhabbetlere girmemeye ve en azından incitilmemeye gayret ediyorum. Sadece bu forumda değil diğer tüm sanal ortamlarda ve dost sohbetlerinde de.

Dediğinize göre fetva veren dostların ya arapça bilgisi çok iyi ya da arkadaş çevrelerini hep klasik arapça uzmanlarından seçiyorlar
Neyse daha fazla uzatmayarak bu hususta başka yorum yazmamaya çalışacağım.

Saygılarımla

Papaz Martin Luther ortaya çıkana kadar İncili ancak eski yunanca ve ibranice bilen kilisenin din alimleri ve konsilleri yorumlayabilir deniyordu. Adam tuttu Kitabı mukaddesi çevirdi Almanca'ya. Alın okuyun buna göre yaşayın kilisede sizin sırtınızdan geçinen adamların yorumlarına muhtaç değilsiniz dedi. O zaman da vayy efendim sen kim oluyosun Almancasından İncil mi okunup amel edilirmiş diye adamı yakmaya çalıştılar.

Bizde henüz bir Luther çıkamadı. Onun için hep aynı teraneler ısıtılıp Müslümanların önüne sürülür. Yok muazzam Arapça bilmeniz gerekir yok bu konuda on bin tane kitabı hatmetmiş olmanız lazım derler. Oysa yorum yapılacak olan günlük hayatla ilgili ayetler genellikle mütaşabih değil muhkem ayetlerdir. O yüzden de öyle ikircikli kelimeler fazla sorun teşkil etmez. Eğer yorum için bir ya da bir kaç kelimenin o zamanki Arapçadaki kullanımına ilişkin alternatiflere bakılıyorsa Klasik Arapça uzmanlarına danışılabilir yani din alimi olmaya gerek yok bu bilgi çağında. Esas bir Müslümanın yorum yapabilmesi için ayetlerin sebebi nüzulüne iyi bakılması gerekir. Yani o ayetin indiriliş gayesi nedir hangi olay üzerine indirilmiştir. Mesela toplumda çok tartışılan giyim konusundaki tartışmalarda bu çok önemlidir ama tıraş konusu dışına çıkmamak için yazmıyorum. Sanırım tıraş malzemeleri konusunda da İslamiyetin ortodoks (sünni) ve liberal yanlarını tercih edenler de var her ikisine saygı duymak gerekir ve tabi bunların hiçbiri beni ilgilendirmez diyen ateist, agnostik veya deist tıraşseverlere de saygıda kusur etmemeliyiz

selam ve sevgiler

Martin Amca