20/12/2015, Saat: 12:48
Şimdi bu sabun mevzusunda bende birkaç kelam edeyim. Geleneksel tıraşla 10 yıl civarıdır haşır neşirim, global anlamda o zamandan beri tıraş kozmetik ürünlerine baktığımda özellikle sabun krem alanında çok büyük bir artış görüyoruz. O zamanlar da pek çok bireysel yapımcı vardı ve ürünlerini denerdik. Ama hemen hemen pazara hakimdik ne nedir babında. Şu an günümüzde bu konu öyle bir duruma geldi ki atık piyasadaki tüm kremleri, sabunları, makineleri vs takip etmenin mümkünatı yok, çünkü neredeyse her hafta yeni bir bireysel üretici çıkıp bir koleksiyon ortaya atıyor. Sabun yapımı da nisbeten mum yapımı gibi kolay bir zanaat olduğundan çeşitlilik çok aşırı. Gerçekten de baktığınızda o yüzlerce binlerce ürünlerin neredeyse hepsi tatminkar derece verimliler. Çok az tek tük birkaç tanesine gerçekten kötü diyebiliriz. Ama çoğu gayet yeterli. Hal böyle olunca o kadar sabun arasından sıyrılacak ürün yapmak kolay değil. Bir şekilde öne çıkmak lazım, bu ya isimle olur, ya koku kalitesiyle, ya genel ürün kalitesiyle, ya ürün verimiyle, ya da bunların hepsinin kombinasyonuyla ki öyle sabun zaten çok az. Yani sabun yapmak kolay ama tam verimli sabun yapmak kolay değil.
Sabun yapımcılarının sürekli es geçtikleri kaçtıklaır nokta koku mevzusu. Türlü türlü bahaneler öne atılmakta, yok efendim cildi tahriş eder, yok sabunu kurutucu yapar, vs vs. Bunların her ne kadar bir oranda doğruluk payları olsa da esas mevzu açık ki maliyet. Esans var esans var ve siz gerçekten kaliteli tam doğal yoğun bir esans kullanmak istiyorsanız bunun maliyeti gayet yüksek. Ayrıca esansı kullanmann da ayrı bilgisi var. Yani sadece sabun formulasyondaki etkisinden bahsetmiyorum. Esansların kendileri arasındaki uyumlar ve kuvvetlerine göre dengeleme anlamında. Malesef çoğu sabun yapımcısında bu deneyim yok. Rastgele esansları karıştırıp ortaya çıkan ürüne göre rastgele isimler veriyorlar. Kimi riske girmeyip tek koku notalı sabun yapıp kolayına kaçıyor, kimi hepsini karıştırıp çorba yapıyor. Özenen adama nakıyorsunuz kendi bahçesinde yetiştirdiği çiçeğin esansını kendi çıkarıp sabun yapıyor. İşin özünde çoğu sabun yapımcı esans konusundan hep kaçınıyor. Bu güzel spor araba yapıp çok sıradan bir renkte boyayarak sunmak gibi. Beyaz ferrari satıyorsun misal. Ürün çok iyi ama o son dokunuşu yapamamışsın, bir vuruculuk yok.
Ben açıkcası bu vasat, zayıf, sıkıcı, özensiz kokulu sabun krem furyasından BIKTIM...
İkincisine gelelim. Ben pazardaki don yağlı baskı sabun ile sert krem yapılı sabun furyasından da BIKTIM. Elimizi sallasak don yağlı sert sabunlar. E iyi tamam güzeller de bunların ciddi dezavantajları var. Birincisi bitmiyorlar. Ürünü beğenmezseniz, sıkılırsanız, kokusu bayarsa bekle de bitsin. İkincisi çoğunun kokusu zayıf. Çünkü donyağının çok kuvvetli hayvansal bir kokusu var ve onu baskılamak zorunda kalıyorlar. Ne kadar baskılarlarsa baskılasınlar her zaman bir miktar o hayvansal koku kalıyor. Sürekli donyağlı sert sabun kullandığınızda bir süre sonra o koku adamın içini bayıyor. Bitkisel bazlı sert sabunlar da çare değil çünkü onlar da verim olarak donyağlı sabunların başarımında değiller. Bugün son 2 yılda çıkan sabunlara bakın %90 belki daha fazlası ya donyağlı sert sabunlar, ya da sert krem tipli sabunlar. Ben gerçekten BIKTIM ve artık bu ürünleri tercih etmeyeceğim.
Peki ben ne istiyorum? Gliserin bazlı sabunlar. Bana göre ideal tıraş sabunu gliserin bazlı sabunlardır. Birincisi gliserin bazlı sabunlar hızlı tükenen sabunlar ve sürekli yeni ürün denemede bu size bir avantaj sağlamakta. ikincisi çok az üretici yaptığı için pazarda bir nevi niş ürün kıvamındalar ve genelde kaliteleri oldukça yüksek, olmayan tutunamaz zaten. Üçüncüsü gliserin bazlı sabunlar, gliserinden ötürü çok yüksek kayganlığa sahipler ve ustura tıraşına çok uygunlar. Hemen her gliserin bazlı sabun o kayganlığa sahip ama çok az donyağlı sabun o kadar kaygan köpük sağlayabiliyor. Gliserinin nemlendirme etkisi, yağın verdiği yağlı yapay nemlendirme etkisinden daha ferah ve temiz hizli. Gliserin bazlı sabunlar donyağlı sabunların ağır hayvansal kokusunu barındırmıyorlar. Yapısal olarak daha yüksek oranda esans kullanımını kabul edebiliyorlar. Esans dışındaki içerik bazında üretim maliyetleri daha düşük ve üretimleri daha basit. Donyağı, lanolin vs içermedikleri için içerlerindeki esansları net bir şekilde verebiliyorlar. Kuru köpük elde etme riskleri sert beyaz sabunlara nazaran daha düşük.
İşte tüm bu avantajlarına baktığımızda ben artık gliserin bazlı sabunlara kayıyorum. Çünkü artık gerçekten; yüzüme limon aromalı jambon sürerek tıraş oluyormuşum hissinden bıktım. Bitkisel bazlılarından zayıf köpüklerinden bıktım. Hiçbirşey olmasa pazardaki binlerce beyaz lanolinli, donyağlı, birbirinin klonu sabunlar da baydı. Ben artık değişiklik arıyorum, farklılık arıyorum. Yüksek kaliteli esans istiyorum. Sünepe silik kokulu sabunlar değil, buram buram kokan sabunlar istiyorum. Tıraş sonrası yüzümde koyunla güreş yapmışım gibi bir koku değil, temiz berrak bir koku ve canlılık istiyorum. Zaten yarım yağlı cildimi ekstra yağla sıvamak istemiyorum. İsteyene karışmam ama ben istemiyorum. Pazarda artık değişiklikler yapılması gerekiyor. Bir sürü kopya benzer sıkıcı ürün dolu. I coloniali mango gibi farklı ürünlerle gelin bize ya da qed gibi ürünlerle. Bunu yapamayacaklarsa evet başarılı bir ürün ortaya çıkar, sevilir de ama pazarda ne kadar söz sahibi olur, tecrübeli kullanıcılara ne kadar cezbedici olur onu bilemem. Kendi adıma bir başka gül ya da badem temalı klasik beyaz sabun benim için pek de çekici olmasın ne kadar performanslı bir sabun olursa olsun.
Sabun yapımcılarının sürekli es geçtikleri kaçtıklaır nokta koku mevzusu. Türlü türlü bahaneler öne atılmakta, yok efendim cildi tahriş eder, yok sabunu kurutucu yapar, vs vs. Bunların her ne kadar bir oranda doğruluk payları olsa da esas mevzu açık ki maliyet. Esans var esans var ve siz gerçekten kaliteli tam doğal yoğun bir esans kullanmak istiyorsanız bunun maliyeti gayet yüksek. Ayrıca esansı kullanmann da ayrı bilgisi var. Yani sadece sabun formulasyondaki etkisinden bahsetmiyorum. Esansların kendileri arasındaki uyumlar ve kuvvetlerine göre dengeleme anlamında. Malesef çoğu sabun yapımcısında bu deneyim yok. Rastgele esansları karıştırıp ortaya çıkan ürüne göre rastgele isimler veriyorlar. Kimi riske girmeyip tek koku notalı sabun yapıp kolayına kaçıyor, kimi hepsini karıştırıp çorba yapıyor. Özenen adama nakıyorsunuz kendi bahçesinde yetiştirdiği çiçeğin esansını kendi çıkarıp sabun yapıyor. İşin özünde çoğu sabun yapımcı esans konusundan hep kaçınıyor. Bu güzel spor araba yapıp çok sıradan bir renkte boyayarak sunmak gibi. Beyaz ferrari satıyorsun misal. Ürün çok iyi ama o son dokunuşu yapamamışsın, bir vuruculuk yok.
Ben açıkcası bu vasat, zayıf, sıkıcı, özensiz kokulu sabun krem furyasından BIKTIM...
İkincisine gelelim. Ben pazardaki don yağlı baskı sabun ile sert krem yapılı sabun furyasından da BIKTIM. Elimizi sallasak don yağlı sert sabunlar. E iyi tamam güzeller de bunların ciddi dezavantajları var. Birincisi bitmiyorlar. Ürünü beğenmezseniz, sıkılırsanız, kokusu bayarsa bekle de bitsin. İkincisi çoğunun kokusu zayıf. Çünkü donyağının çok kuvvetli hayvansal bir kokusu var ve onu baskılamak zorunda kalıyorlar. Ne kadar baskılarlarsa baskılasınlar her zaman bir miktar o hayvansal koku kalıyor. Sürekli donyağlı sert sabun kullandığınızda bir süre sonra o koku adamın içini bayıyor. Bitkisel bazlı sert sabunlar da çare değil çünkü onlar da verim olarak donyağlı sabunların başarımında değiller. Bugün son 2 yılda çıkan sabunlara bakın %90 belki daha fazlası ya donyağlı sert sabunlar, ya da sert krem tipli sabunlar. Ben gerçekten BIKTIM ve artık bu ürünleri tercih etmeyeceğim.
Peki ben ne istiyorum? Gliserin bazlı sabunlar. Bana göre ideal tıraş sabunu gliserin bazlı sabunlardır. Birincisi gliserin bazlı sabunlar hızlı tükenen sabunlar ve sürekli yeni ürün denemede bu size bir avantaj sağlamakta. ikincisi çok az üretici yaptığı için pazarda bir nevi niş ürün kıvamındalar ve genelde kaliteleri oldukça yüksek, olmayan tutunamaz zaten. Üçüncüsü gliserin bazlı sabunlar, gliserinden ötürü çok yüksek kayganlığa sahipler ve ustura tıraşına çok uygunlar. Hemen her gliserin bazlı sabun o kayganlığa sahip ama çok az donyağlı sabun o kadar kaygan köpük sağlayabiliyor. Gliserinin nemlendirme etkisi, yağın verdiği yağlı yapay nemlendirme etkisinden daha ferah ve temiz hizli. Gliserin bazlı sabunlar donyağlı sabunların ağır hayvansal kokusunu barındırmıyorlar. Yapısal olarak daha yüksek oranda esans kullanımını kabul edebiliyorlar. Esans dışındaki içerik bazında üretim maliyetleri daha düşük ve üretimleri daha basit. Donyağı, lanolin vs içermedikleri için içerlerindeki esansları net bir şekilde verebiliyorlar. Kuru köpük elde etme riskleri sert beyaz sabunlara nazaran daha düşük.
İşte tüm bu avantajlarına baktığımızda ben artık gliserin bazlı sabunlara kayıyorum. Çünkü artık gerçekten; yüzüme limon aromalı jambon sürerek tıraş oluyormuşum hissinden bıktım. Bitkisel bazlılarından zayıf köpüklerinden bıktım. Hiçbirşey olmasa pazardaki binlerce beyaz lanolinli, donyağlı, birbirinin klonu sabunlar da baydı. Ben artık değişiklik arıyorum, farklılık arıyorum. Yüksek kaliteli esans istiyorum. Sünepe silik kokulu sabunlar değil, buram buram kokan sabunlar istiyorum. Tıraş sonrası yüzümde koyunla güreş yapmışım gibi bir koku değil, temiz berrak bir koku ve canlılık istiyorum. Zaten yarım yağlı cildimi ekstra yağla sıvamak istemiyorum. İsteyene karışmam ama ben istemiyorum. Pazarda artık değişiklikler yapılması gerekiyor. Bir sürü kopya benzer sıkıcı ürün dolu. I coloniali mango gibi farklı ürünlerle gelin bize ya da qed gibi ürünlerle. Bunu yapamayacaklarsa evet başarılı bir ürün ortaya çıkar, sevilir de ama pazarda ne kadar söz sahibi olur, tecrübeli kullanıcılara ne kadar cezbedici olur onu bilemem. Kendi adıma bir başka gül ya da badem temalı klasik beyaz sabun benim için pek de çekici olmasın ne kadar performanslı bir sabun olursa olsun.
http://tiraskeyfim.blogspot.com/
http://saklinotalar.blogspot.com/
http://saklinotalar.blogspot.com/