13/05/2018, Saat: 00:30
QED'idir QED'i
Sen hiç aşık oldun mu birader?
Morpheus : hoş geldin neo. tahmin edebileceğin gibi ben morpheus’um.
Neo : seninle tanışmak bir onur.
Morpheus : hayır. o şeref bana ait. lütfen. gel, otur. eminim şu anda kendini tavşan deliğinden düşen alice gibi hissediyorsundur.
Neo : öyle denilebilir.
Morpheus : gözlerinden belli. sende gördüklerini kabullenen birinin gözleri var uyanmayı beklediğin için tuhaf ama bunlar gerçekten pek uzak değil. kadere inanır mısın neo?
Neo : hayır.
M : neden?
N : hayatımı kontrol edemiyor olma düşüncesini sevmem.
M : ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. neden burada olduğunu anlatayım. bir şey bildiğin için buradasın. bildiğini açıklayamıyorsun. ama hissediyorsun. hayatın boyunca hissettin. dünyada ters giden bir şeyler var. ne olduğunu bilmiyorsun ama orada. beyninde kıymık gibi seni çıldırtan bir şey. seni bana getiren şey bu duyguydu. neden söz ettiğimi biliyor musun?
N : matrix mi?
M : ne olduğunu öğrenmek ister misin? matrix her yerdedir. etrafımızda. şu anda bile, bu odada. pencereden dışarı baktığında görürsün ya da televizyonu açtığında, işe gittiğinde hissedersin ya da kiliseye. vergi öderken. gerçeği görmemen için dünya, bir perde gibi önüne çekilmiş sanki.
N : ne gerçeği?
M : bir köle olduğun gerçeği neo.
sen de herkes gibi bir köle olarak doğdun.
dokunamadığın tadamadığın ya da koklayamadığın bir hapisanedesin.
beyninin içi bir hapisane. ne yazık ki, matrix'in ne olduğu kimseye anlatılamaz.
bunu kendin görmek zorundasın.
bu senin son şansın.
bundan sonra, bir geri dönüş olmayacak.
mavi hapı alırsan,
bu hikaye sona erer, yatağında uyanırsın ve istediğin her neyse ona inanırsın.
kırmızı hapı alırsan harikalar diyarında kalırsın.
ben de sana tavşan deliğinin gittiği yerleri gösteririm.
unutma..
sana vadettiğim tek şey gerçek. fazlası değil...
Bir simülasyondayız belki de.Seçilmiş kişi olamayacak kadar umutsuz,seçilmiş olduğumuz gerçeğinin farkına varamayacak kadar andaval.Etrafımız türlü gölgelerle çevrili.Her gün ,inadına her gün, olmayan bir havayı soluyan bedenimiz,yine olmayan bir kimyasal karışıma üflüyor sanal gerçekliğimizi.Ekrandan da çıkamıyoruz hani.En cicili bicilisinden onca şey gözümüzü köreltiyor.Bir ağaca yaslanıyorsun gece gece,yıldızlar yok,gökyüzü yok,karanlık yok,gece yok.Kartuşlular gibiyiz geçmişten gelen,yalan dünyanın yalan neferleri. Bahaneler de üretiyoruz üstelik.En son teknolojik jeller sarıyor oysa yüzlerimizi.Suya sabuna geçsen de farketmez hani.Sen hiç sabun kullanmadın arkadaş,sen hiç gerçekten aşık olmadın...
Meğer şimdiye kadar biz sabun kullanmıyormuşuz,meğer herşey bir simülasyonmuş.Bana bu sözü söyleten ilk sabundur Qed. Nankör değildir bir kere, hakkını verdin mi,yüzü de yumuşatır sakalları da. Çok kalın köpük yapmaz belki ama su da seçmez.Az yüklemeyle cep dostudur,enfes kokusuyla bazen limon tarlası ,bazen Akdeniz'dir.Akdeniz kokar Qed, yumuşacıktır.İster kaba,ister stick.Sen nasıl istersen bundan sonra.
Sen hiç aşık oldun mu birader? Ya şimdiye kadar hiç olmadığın gibiyse?
114 gr diye bakma öyle alaycı,10 sn. de kallavi köpük kim de var.Yağlı mı yağlı.3 perde sonunda yumuşacık bir cilt.Koruyuculuktan dem vurursun belki de,kadı kızıdır birader,o kadar olacak dersin.Kayganlık örter bunu,kusurlar silinir gider.İçerikte doğaldır bir kere,Charles doğal yağlar ile bezer sabunu.Fırçanda kalan koku,ekmek kadayıfı niyetine
İşte böyle dostlar;
Mavi hapı alırsan,bu hikaye sona erer, yatağında uyanırsın ve istediğin her neyse ona inanırsın.
Kırmızı hapı alırsan harikalar diyarında kalırsın.
Ben de sana tavşan deliğinin gittiği yerleri gösteririm.
Beğenmeniz ümidiyle bol köpüklü,keyifli tıraşlar dilerim.Kusurumuz olduysa affola!
bir yıl daha bitiyor
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?