05/04/2021, Saat: 10:14
Yeni başlayanlar için çok yanıltıcı değerlendirmeler gibi görünüyor. Özellikle bu tip puanlamalı sistemlerde yanıltıcılık fazladır keskinlik şöyle, pürüzsüzlük şöyle gibi. Aslında hemen herkes için çok yanıltıcı değerlendirmeler çünkü kişinin yüzüne, sakalına, nasıl yüz hazırlığı yaptığına, kaç perde veya ne sıklıkta tıraş olduğuna, hangi tıraş gereci kullandığına, tıraş gerecinin tipi ve ağırlığına, tıraş tecrübesine göre çok değişir bu konular. Örneğin pürüzsüzlük demiş, bir jiletin bir de makinede verdiği pürüzsüzlük ve akıcılık bir başka makinede tamamen farklı olur. Jiletli usturaya geçerseniz daha farklı olur. Jiletli usturalarda kendi ağırlıklarına göre bile değişir. Sakalı ince olan kişide farklar az olur, kalın ve yoğun olan da daha belirgin olur. Yüzünü iyi hazırlamayan ile hazırlayan arasında fark belirgin olur. Aynı marka iki jiletten birini 3 defa sabah kalkıp tıraş olurasanız, diğerini sabah kalkıp önce duş alıp sonra tıraş olursanız ikisi arasında alınan hisler her tıraşta farklı olur. Dolayısıyla zaten subjektif bir konu bir de dğeişkenler çok bu değerlere bakarak jilet seçenler kesinlikle hüsrana uğrayacaktır.
Kimileri de keskinlik makinesi ile test yapıp jilet kıyaslıyorlar. Bu da realist bir değerlendirme olmuyor. Çünkü burada prensip belirli gerginlikte duran bir naylon ipin aşağı doğru ne kadar az baskıyla kesildiğinin ölçülmesi durumu. Bu daha ziyade çakı, bıçakta kabaca bir değer vermede kullanışlı. Ama jilet ve usturada işlevsiz. Neden?
Çünkü tek başına aşağı doğrusal baskıya bakarak "bu bu kadar keskindir" demek yeterli değil. Orada yapılan bir dokunuşluk test. Tıraş anında kesici ağız aynı anda yüzlerce sakalı kesiyor. Hatırlatalım insan sakalı aynı kalınlıktaki bakır telden sert olabiliyor.
Şimdi o testte hiç kaplaması olmayan düz paslanmaz çelik bir jilet daha iyi sonuç alabilir. Çünkü ilk dokunmada temiz ağızla daha kolay keser. Misal ağzı yoğun kaplamalı olan bir jiletin ağzı başta daha pütürlü olacaktır. Ama tıraş esnasında bu kaplamalar aşındıkça ağız daha temiz hale geldiğinde daha rahat kesmeye başlayacaktır. Yani dolaylı yoldan keskinliği artmış gibi olur. Yine jiletin alaşımı da önemli. Aşınma direnci daha iyi olan bir çelikten yapılan bir jilet ağız keskinliğini daha uzun süre korur. Hafif sakallı kişide bu anlaşılmazken, sert sakallı birinde körelme hissi çok net anlaşılır. Bazı jiletler olur ki daha ilk tıraşta ağızları aşınmaya başladığı için körelmeye başlar. Bazıları vardır 3 tıraş sonra bile hala aynı gider.
Benzer şekilde; ağzı daha pürüzsüz olan çok iyi honlanmış ama et kalınlığı bir tık daha fazla olan ya da honlama açısı daha küt olan jilet, ağzı belki daha pütürlü olan, ama daha ince yapılı, ya da ağzı daha düşük açıyla honlanmış bir jilete göre test makinesinde daha düşük skor alabilir. Ama bu onun daha az keskin olduğu anlamına gelmez. Tıraşta tek perdede o daha yüksek skor alan jilete göre daha temiz cilt bırakabilir. Ki bu da daha keskin olduğunu gösterir. Ama makine baskıya dayalı naylon ip kesme testi olduğundan, burada bileme açısı ne kadar düşerse relativ anlamda keskinliği yüksek gösterir. Tıraşta ise bu tek başına yetmez. O yüzden misal pek çok kişi ilk kullandığında daha kalın olan kai jileti sanki keskinliği o kadar iyi değilmiş gibi algılar ama sonra tıraşını çok pürüzsüz ve yakın bulurlar. Bunun sebebi jiletin kalın olmasına rağmen ağzını temiz honlamış olması ve çelik kalitesidir. Misal voskhod o kadar keskin bir jilet değildir ama dengeli bir honlama açısı ve et kalınlığı vardır. Üzerindeki teflon kaplama azaldıkça kesimi pürüzsüzleşir. Ama hiç bir zaman gerçekten keskin bir jeiletin bir çekişte verdiği yakınlıkta kesmez. Ama 2-3 perde sonunda pürüzszülüğü iyidir. Misal usturada tek başına hht testinin usturanın tıraşına dair bir fikir veremez. HHT5 alan ustura çok keskin görünebilir ama ağzı uygun açıda honlanmadıysa daha ilk tıraşta keskinliğini hızla kaybedebilir. Ya da keskin olup konforsuz olabilir.
Her jiletle ilgili böyle çok değişen var, daha en başta yazdığım değişkenlerin etkisine hiç girmiyorum. Onun için yeni başlayanlara tavsiyem bu tip öznel değerlendirmelere göre jilet seçmemeleri. Bunlar bir ön rehber niteliğinde olabilir. Ama "hımm bu jilet böyleymiş o zaman bana bu gider" düşüncesinden uzak durulmalıdır. En sağlıklısı ulaşılabilen tüm jiletleri edinip hepsini tek tek sindirerek deneyerek kendi cildinize , tıraş ekipmanlarınız ve alışkanlıklarınıza en uygun olan jiletleri bulmaktır. Jilet meselesinin aşırı öznel bir konu olduğunu ve herkeste çok farklı sonuçlar verebileceğini unutmayın diyorum.
Kimileri de keskinlik makinesi ile test yapıp jilet kıyaslıyorlar. Bu da realist bir değerlendirme olmuyor. Çünkü burada prensip belirli gerginlikte duran bir naylon ipin aşağı doğru ne kadar az baskıyla kesildiğinin ölçülmesi durumu. Bu daha ziyade çakı, bıçakta kabaca bir değer vermede kullanışlı. Ama jilet ve usturada işlevsiz. Neden?
Çünkü tek başına aşağı doğrusal baskıya bakarak "bu bu kadar keskindir" demek yeterli değil. Orada yapılan bir dokunuşluk test. Tıraş anında kesici ağız aynı anda yüzlerce sakalı kesiyor. Hatırlatalım insan sakalı aynı kalınlıktaki bakır telden sert olabiliyor.
Şimdi o testte hiç kaplaması olmayan düz paslanmaz çelik bir jilet daha iyi sonuç alabilir. Çünkü ilk dokunmada temiz ağızla daha kolay keser. Misal ağzı yoğun kaplamalı olan bir jiletin ağzı başta daha pütürlü olacaktır. Ama tıraş esnasında bu kaplamalar aşındıkça ağız daha temiz hale geldiğinde daha rahat kesmeye başlayacaktır. Yani dolaylı yoldan keskinliği artmış gibi olur. Yine jiletin alaşımı da önemli. Aşınma direnci daha iyi olan bir çelikten yapılan bir jilet ağız keskinliğini daha uzun süre korur. Hafif sakallı kişide bu anlaşılmazken, sert sakallı birinde körelme hissi çok net anlaşılır. Bazı jiletler olur ki daha ilk tıraşta ağızları aşınmaya başladığı için körelmeye başlar. Bazıları vardır 3 tıraş sonra bile hala aynı gider.
Benzer şekilde; ağzı daha pürüzsüz olan çok iyi honlanmış ama et kalınlığı bir tık daha fazla olan ya da honlama açısı daha küt olan jilet, ağzı belki daha pütürlü olan, ama daha ince yapılı, ya da ağzı daha düşük açıyla honlanmış bir jilete göre test makinesinde daha düşük skor alabilir. Ama bu onun daha az keskin olduğu anlamına gelmez. Tıraşta tek perdede o daha yüksek skor alan jilete göre daha temiz cilt bırakabilir. Ki bu da daha keskin olduğunu gösterir. Ama makine baskıya dayalı naylon ip kesme testi olduğundan, burada bileme açısı ne kadar düşerse relativ anlamda keskinliği yüksek gösterir. Tıraşta ise bu tek başına yetmez. O yüzden misal pek çok kişi ilk kullandığında daha kalın olan kai jileti sanki keskinliği o kadar iyi değilmiş gibi algılar ama sonra tıraşını çok pürüzsüz ve yakın bulurlar. Bunun sebebi jiletin kalın olmasına rağmen ağzını temiz honlamış olması ve çelik kalitesidir. Misal voskhod o kadar keskin bir jilet değildir ama dengeli bir honlama açısı ve et kalınlığı vardır. Üzerindeki teflon kaplama azaldıkça kesimi pürüzsüzleşir. Ama hiç bir zaman gerçekten keskin bir jeiletin bir çekişte verdiği yakınlıkta kesmez. Ama 2-3 perde sonunda pürüzszülüğü iyidir. Misal usturada tek başına hht testinin usturanın tıraşına dair bir fikir veremez. HHT5 alan ustura çok keskin görünebilir ama ağzı uygun açıda honlanmadıysa daha ilk tıraşta keskinliğini hızla kaybedebilir. Ya da keskin olup konforsuz olabilir.
Her jiletle ilgili böyle çok değişen var, daha en başta yazdığım değişkenlerin etkisine hiç girmiyorum. Onun için yeni başlayanlara tavsiyem bu tip öznel değerlendirmelere göre jilet seçmemeleri. Bunlar bir ön rehber niteliğinde olabilir. Ama "hımm bu jilet böyleymiş o zaman bana bu gider" düşüncesinden uzak durulmalıdır. En sağlıklısı ulaşılabilen tüm jiletleri edinip hepsini tek tek sindirerek deneyerek kendi cildinize , tıraş ekipmanlarınız ve alışkanlıklarınıza en uygun olan jiletleri bulmaktır. Jilet meselesinin aşırı öznel bir konu olduğunu ve herkeste çok farklı sonuçlar verebileceğini unutmayın diyorum.
http://tiraskeyfim.blogspot.com/
http://saklinotalar.blogspot.com/
http://saklinotalar.blogspot.com/