The Gentleman Super Platinum / Made in India

[Lord Sparhawk]

Jilet konusu çok kişiseldir. Tekniğinize ve tıraş hazırlığınızın doğru olduğuna inanıyorsanız jileti sevmediyseniz sevmemişsinizdir. Ben Dorco, Ladas gibi çok küt jiletler dışında hemen her türlü jiletleri memnun edici sonuçlar alabiliyorum. Gentleman, ürün paketinden çıkan bir jilete göre gayet beğendiğim, o makineler için uyumlu bulduğum, gayet konforlu ve rahat bir jilet. Keskinliği orta seviye, konfora odaklanmış. Misal forumun büyük çoğunluğunun bayıldığı Nacet'le ben hiç anlaşamadım, bende olmadı. Bedeva verseler kullanmam derecesinde. Jiletin ağız açısındaki, kaplaması, perdahındaki bir şey cildinize, sakalınıza uymazsa olmuyor. O yüzden bol bol jilet denemek lazım.

Fakat şunu eklemem lazım; yeni başlayanlarda "jilet sakalı çekti beğenmedim, çöpe attım" yazısını çok okuyorum. Bunu ilk gördüğümde aklıma yetersiz sakal yumuşatma geliyor birinci olarak. İkinci olarak da alışkanlıklar. Yüzüme koyunca sıcak bıçak gibi yağ gibi aksın beklentisinde olabilirsiniz ama bu jiletin iyi olduğunu göstermez. Çünkü jilet çok keskinse evet daha rahat akar ama cildi de tahriş etme ihtimali belirgin derecede yükselir, hata affetmez ve günlük tıraşta cildi yorar. Zaten çok agresif makine ve çok keskin jiletle tıraş olmak da yakın tıraş olmak da kolaydır haliyle esas konfor makinesi ve konfor jiletiyle tahrişsiz ve rutin tıraşlar olabilmektir. Bana göre önemli olan budur çünkü o istikrarı bir kere oturttuğunuzda cildiniz çok daha sağlıklı hale gelir. Bu vesileyle denediğiniz bir jiletin atıyorum bir feather gibi akmıyor olması, daha küt olması yani sizlerin tabiriyle sakalı çekiyor gibi olması(ki yüz hazırlığınızı iyi yaptığınızda hiç bir sıfır jilet sakalı çekmez) negatif bir durum değildir. Bu mercedes alıp, ferrari gibi hızlanmıyor beğenmedim demeye benziyor. ikisinin üretim amaçları farklı. Mercedes günlük kullanımda keyiflidir, ferrari arada bir gazlama için. Jiletler de aynı mantık.

Keskinliği az jiletlerin ve çelik usturaların hemen hepsi sakalı bir nevi hafif -tutarak- keser. Bu tutma hissi çekme ile karıştırılıyor. Tutarak kesmesine rağmen tıraşı sorunsuz tamamlıyorsunuz ve cildiniz temiz tahrişsiz oluyor değil mi? İşte o jilet çekmiyor, sadece ağzı daha az keskin olduğundan tutarak kesiyor. Gerçek çekme dediğiniz şeyde makineyi/usturayı ilerletemezsiniz, canınız yanar, gözünüzden yaş gelir, tıraşı tamamlayamazsınız. Çekme budur. Ama zaten sahte ya da ağzı bir yere sürtülmüş köreltilmiş/endüstriyel üretim amaçlı jilet olmadıkça hiç bir jilette bunu yaşamazsınız. Usturada yaşarsınız o da artık bileme zamanın çoktan gelmiş olduğunu gösterir. Tutma hissini çok yoğun yaşıyorsanız da ya fırça sabun kullanmıyorsunuzdur, ya yüzünüz şöyle bir ıslatıp tıraşa geçiyorsunuzdur. Sakallarınızı iyi yumuşattığınızda her jilet rahat kesim yapar.

Bir jileti birden fazla makine ve sistemde kullanmak da çok önemli. Yumuşak bir makinede küt jilet haliyle çok verimli olmayacakken, bunu daha agresif kesimli bir makineye koyduğunuzda o makineyi ne kadar güzel terbiye edip, konforla yakın tıraşlar verdiğini gördüğünüzde işin keskinlik değil jilet makine uyumu olduğunu anlayacaksınız. Son olarak jiletleri bireysel olarak test etmek için en güzel aracın jiletli ustura olduğunu belirteyim. Hafif oldukları için en net farkları onlarla hissedersiniz. Ama gidip tüy gibi ali bıyıklı ile denemeyin, metal orta ağırlıkta olan bir şey kullanın. Yoksa çok hafif olanlar belli bir el baskısı gerektiğinden permasharp dışında başka jilet beğenemeyen berberler gibi siz de beğenmezsiniz. Halbuki orta ağır bir usturayı bir rapira, croma, eddison çok güzel terbiye edip hem yakın hem konforlu tıraşlar verebilir. İşin özü farklı kombinasyonlar deneyip uyumu bulmak. Hatta isterseniz bir excel dosyası bile oluşturabilirsiniz şu aletle şu şu jiletler çok güzel oldu, öbürüyle bunlar gibisinden. Çünkü bir süreden sonra tıraş dolabınız kalabalıklaştıkça yaptığınız keyifli kombinasyonları hatırlamak zorlaşıyor.