09/03/2012, Saat: 12:14
-“Yaratılış fıtratına uygun yaşayan kadın, kadındır ve birgün değil, hergün özeldir.”
“Hava, su, toprak ve kadın.” Bu dörtlü, hayatın devamı için olmazsa olmazlardandır. Bu sebeple kadın, bir güne sığdırılıp geçiştirilemez.
Maalesef; havayı, suyu, toprağı nasıl heba edip; hırslarımız, menfaatlerimiz ve nefsimiz uğruna rahatça sömürebiliyorsak, kadını da aynı şekilde heba etmekteyiz.
Yüzlerine maske takmadan, “Biz kadını sömürmüyoruz” diyebilecek ne bir kişi ne bir kurum ne de bir dernek veya teşekkül çıkamaz herhalde.
Yalnız ne yazık ki, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde kadınlar avaz avaz bağırarak;
-“Bizi sömürün, sırtımızdan geçinin, istediğiniz her yerde varız” diyerek; kendilerini hayatın merkezine atmaktadırlar.
Öteki devletleri ve milletleri bilemem ama bizde kadının kutsal sayıldığı tek yer vardır. O da kendi kadınlarımızdır.
Sadece kendi annelerimiz, kızlarımız, kardeşlerimiz baştacıdır, gerisi yalan tacıdır.
Biz erkeklerin ya da kadınların iki yüzlülüğü işte buradadır. Kendi kadınlarımızı koruduğumuz kadar başkalarının kadınlarını korumayız.
Her yerde kadını vitrine koyan ve sömüren, kadınlığa dair tüm değer yargıları yok eden kurumların başında ise medya gelmektedir.
Herhalde hiç bir hanım çıkıp;
-“Medya beni sömürmüyor” diyemez. Buna ev hanımları dahildir. Onlar da reklamlar ve dizilerdeki hemcinsleri aracılığıyla tüketime sevkedilerek sömürülmektedir.
GÜZEL OLAN HERŞEY
BU DÜNYA FANİ DOSTLUKLAR BAKİ
BU DÜNYA FANİ DOSTLUKLAR BAKİ