bu tür tartışmalarda bakış açısının çok önemli olduğunu düşünüyorum. o yüzden herkesin fikrine saygı duymakla beraber ben de martin hocamla aynı safı paylaşıyorum ama malum ürünleri tanımlama konusu elbette tartışılabilir...
günümüz pazarlamasında ''doğal'' sözcüğü satış stratejisi olarak kullanılıyor. insanlar doğadan ve doğal ürünlerden uzaklaşmanın risklerini az çok biliyor. biraz bu beklentiye cevap vermeye çalışan, ama daha çok da oluşan kaygı ve korkudan yararlanmaya çalışan bi sanayi var karşımızda. çok satmak ve çok kazanmak üzerine kurulmuş bu kapitalist düzen içinde markalar ne kadar etik davranabilirler ki?!
%100 meyve suyu etiketiyle aslında ürünün doğallığına dikkat çekiliyor. misal, %100 portakal suyu denince tüketicide ister istemez, ''taze portakal dalından koparılıp sıkılmış ve paketlenmiş, veyahut şişelenmiş'' algısı oluşuyor. bu meyve sularının prosesi hakkında biraz araştırma yapılırsa ''doğal''lık konusunda tartışmaya değer pek bi şeyin kalmadığı görülecektir.
hakeza homejenize yoğurtlar, uht sütler... hemen hepsinde ''doğal'' vurgusunu görmemiz mümkün!
günümüz pazarlamasında ''doğal'' sözcüğü satış stratejisi olarak kullanılıyor. insanlar doğadan ve doğal ürünlerden uzaklaşmanın risklerini az çok biliyor. biraz bu beklentiye cevap vermeye çalışan, ama daha çok da oluşan kaygı ve korkudan yararlanmaya çalışan bi sanayi var karşımızda. çok satmak ve çok kazanmak üzerine kurulmuş bu kapitalist düzen içinde markalar ne kadar etik davranabilirler ki?!
%100 meyve suyu etiketiyle aslında ürünün doğallığına dikkat çekiliyor. misal, %100 portakal suyu denince tüketicide ister istemez, ''taze portakal dalından koparılıp sıkılmış ve paketlenmiş, veyahut şişelenmiş'' algısı oluşuyor. bu meyve sularının prosesi hakkında biraz araştırma yapılırsa ''doğal''lık konusunda tartışmaya değer pek bi şeyin kalmadığı görülecektir.
hakeza homejenize yoğurtlar, uht sütler... hemen hepsinde ''doğal'' vurgusunu görmemiz mümkün!