Double Edge tiras bicaklari VS kullan at banyo tiras bicaklari

[erdoganzi]

Herkese iyi gunler. Gunlerdir arastiriyorum DE Tiras aletlerinin tasarimina: jilet konan bolme, jilet alti tarakli yapisi, tek bicak olmasi ile bana tasarimsal olarak permatik, derby veya bic gibi markalarin banyo tiras bicaklarini animsatiyo. Bu kadar tasarim benzerligi varken ( malzeme turu ve kalitesi ayri konu tabi ki fakindayim) ama acaba nasil oluyor da benzer tasarim mantigina sahip bi Edwin jagger makine (ki kullanmadim ama cok ovuluyo ) daha iyi tiras saglayabiliuo? Sonucta permatigin de onun da icinde tek jilet var.. Lutfen ortami trollemek gibi bir amacim oldugunu dusunmeyiniz. Sadece cok merak ettim..

Bi soru daha: DE makineler revacta iken (yaşı daha buyuk abilerimiz cevaplayabilirse..) insanlar bu kadar kaliteli oldugunu dusundukleri makineleri birakip kartuslari nasil icsellestirdiler de reddedemediler? Nasil oldu da kartus pazarina esir dusuldu?

[koolandgang]

Bence bu sadece bıçakla alakalı değil. Permatik vs ile birlikte fırça ve sabun hatta kremle köpürtme de bir süre sonra yerini köpük ve jele bıraktı. Böylece bence tıraşın olmazsa olmazı yüze ve sakal diplerine masaj da sona erdi. Ve sıkıntılı dönem bence burada başladı. Sadece makine jilet meselesi değil bence bu. Cilde o yumuşaklığı, pamukluğu veren işin bu kısmı aslında. Tabi devamında o münbit zemini EJ+Jilet vs. ile işlemek daha güzel sonuçlar veriyor.

Diğer sorunuza gelince ; Ben çocukken körfez ve liman manzaralı dubleks bir evimiz vardı Eşrefpaşa da (İzmir'liler bilir) İçinde taşlığı ve 2. katında taraçası olan. Sonra Hatay'da apartmanlar yapılmaya başladı. Birçok komşumuz daha iyi, daha modern diye apartmanlara taşındılar

Umarım sorularınıza tatmin edici cevap verebilmişimdir.

[erdoganzi]

Bence bu sadece bıçakla alakalı değil. Permatik vs ile birlikte fırça ve sabun hatta kremle köpürtme de bir süre sonra yerini köpük ve jele bıraktı. Böylece bence tıraşın olmazsa olmazı yüze ve sakal diplerine masaj da sona erdi. Ve sıkıntılı dönem bence burada başladı. Sadece makine jilet meselesi değil bence bu. Cilde o yumuşaklığı, pamukluğu veren işin bu kısmı aslında. Tabi devamında o münbit zemini EJ+Jilet vs. ile işlemek daha güzel sonuçlar veriyor.

Diğer sorunuza gelince ; Ben çocukken körfez ve liman manzaralı dubleks bir evimiz vardı Eşrefpaşa da (İzmir'liler bilir) İçinde taşlığı ve 2. katında taraçası olan. Sonra Hatay'da apartmanlar yapılmaya başladı. Birçok komşumuz daha iyi, daha modern diye apartmanlara taşındılar

Umarım sorularınıza tatmin edici cevap verebilmişimdir.

Çok teşekkürler naif cevabınız için. Evet maalesef kalmadı artık o eski evler. Olanlar da ya kentsel dönüşüme uğruyo ya da direniyolar zamana... Zaman geçtikçe evler de balkon, dolayısıyla nefes alacak yer kalmadı.

[Niko]

Herkese iyi gunler. Gunlerdir arastiriyorum DE Tiras aletlerinin tasarimina: jilet konan bolme, jilet alti tarakli yapisi, tek bicak olmasi ile bana tasarimsal olarak permatik, derby veya bic gibi markalarin banyo tiras bicaklarini animsatiyo. Bu kadar tasarim benzerligi varken ( malzeme turu ve kalitesi ayri konu tabi ki fakindayim) ama acaba nasil oluyor da benzer tasarim mantigina sahip bi Edwin jagger makine (ki kullanmadim ama cok ovuluyo ) daha iyi tiras saglayabiliuo? Sonucta permatigin de onun da icinde tek jilet var.. Lutfen ortami trollemek gibi bir amacim oldugunu dusunmeyiniz. Sadece cok merak ettim..

Bi soru daha: DE makineler revacta iken (yaşı daha buyuk abilerimiz cevaplayabilirse..) insanlar bu kadar kaliteli oldugunu dusundukleri makineleri birakip kartuslari nasil icsellestirdiler de reddedemediler? Nasil oldu da kartus pazarina esir dusuldu?

Merhaba,

İlk sorunuz için arkadaşlar yardımcı olacaklardır yeterince..

İkinci soruyu da yaşıma istinaden direkt üzerime aldım    Aslında kartuşluları hiç içselleştiremedik.. Yaprak jilet ve iyi bir tıraş setiyle tıraş olmaya alışmış birinin içselleştirmesi de pek mümkün değil bence.. İstisnalar tabii ki mevcuttur. Geleneksel ıslak tıraş bir zevk ve kültürdür. Amaaa, bu zevkin özellikle ağır bir bedeli vardır: Zaman. Günümüz koşullarında gerek okul, gerek iş icabı, hele bir de İstanbul gibi hızlı olmamız gereken bir şehirde yaşıyorsak sabah uyandığımız an itibariyle bir maraton başlıyor. E yol zaten ortama 1 bazen 2 saat sürüyor. Kahvaltı, duş, giyinme v.b. tıraş olmak için fazla zaman kalmıyor. Bir geleneksel tıraş, tüm ritüelleri uygulandığında ortalama 15 dakika sürüyor, diyebiliriz. Bu durumda daha pratik ama keyifsiz, orantılı olarak ise hızlı tıraş teknik ve malzemeleri devreye giriyor malesef  

Kısacası "medeniyet denilen o tek dişi kalmış canavar" bizi böyle ince zevklerimizden hızla uzaklaştırıyor. Gittikçe, hayatımıza zevk katan güzellikleri yavaş yavaş modern çağın hızına ayak uydurabilmek adına yitiriyoruz.

Bir diğer etken ise kapitalist sistemin gereği, insanların cebinden daha fazla parayı almayı hedefleyen şirketler.. Kartuşlular, hazır köpük ve jeller tüketici açısından fiyat performans oranı çok düşük ürünler; yani pahalı.. Kar marjları ise çok yüksek. Sonuç olarak tüketiciyi bu ürünlere yönlendirmek çok karlı. Yaptıkları da bu zaten..

Görmezden gelemeyeceğimiz bir sebep daha var: İşin içinde biraz tembellik de var tabii.. Yarım saat erken uyanıp, o mis gibi geleneksel tıraşımızı zevkle olmaktansa, çoğu kez tembel tenekelik yapıp "hadi bir yarım saat daha uyuyayım, nasılsa kartuşluyla iki dakikada yoluveriyorum sakallarımı"  düşüncesi ağır basıyor.. Ve zamanla geleneksel tıraşın zevkini unutup, o zevksiz aletlerin tıraşına mahkum ediyoruz kendimizi..

Taa ki internette gezinirken bu foruma rastlayana kadar    

[erdoganzi]

Merhaba,

İlk sorunuz için arkadaşlar yardımcı olacaklardır yeterince..

İkinci soruyu da yaşıma istinaden direkt üzerime aldım    Aslında kartuşluları hiç içselleştiremedik.. Yaprak jilet ve iyi bir tıraş setiyle tıraş olmaya alışmış birinin içselleştirmesi de pek mümkün değil bence.. İstisnalar tabii ki mevcuttur. Geleneksel ıslak tıraş bir zevk ve kültürdür. Amaaa, bu zevkin özellikle ağır bir bedeli vardır: Zaman. Günümüz koşullarında gerek okul, gerek iş icabı, hele bir de İstanbul gibi hızlı olmamız gereken bir şehirde yaşıyorsak sabah uyandığımız an itibariyle bir maraton başlıyor. E yol zaten ortama 1 bazen 2 saat sürüyor. Kahvaltı, duş, giyinme v.b. tıraş olmak için fazla zaman kalmıyor. Bir geleneksel tıraş, tüm ritüelleri uygulandığında ortalama 15 dakika sürüyor, diyebiliriz. Bu durumda daha pratik ama keyifsiz, orantılı olarak ise hızlı tıraş teknik ve malzemeleri devreye giriyor malesef  

Kısacası "medeniyet denilen o tek dişi kalmış canavar" bizi böyle ince zevklerimizden hızla uzaklaştırıyor. Gittikçe, hayatımıza zevk katan güzellikleri yavaş yavaş modern çağın hızına ayak uydurabilmek adına yitiriyoruz.

Bir diğer etken ise kapitalist sistemin gereği, insanların cebinden daha fazla parayı almayı hedefleyen şirketler.. Kartuşlular, hazır köpük ve jeller tüketici açısından fiyat performans oranı çok düşük ürünler; yani pahalı.. Kar marjları ise çok yüksek. Sonuç olarak tüketiciyi bu ürünlere yönlendirmek çok karlı. Yaptıkları da bu zaten..

Görmezden gelemeyeceğimiz bir sebep daha var: İşin içinde biraz tembellik de var tabii.. Yarım saat erken uyanıp, o mis gibi geleneksel tıraşımızı zevkle olmaktansa, çoğu kez tembel tenekelik    yapıp "hadi bir yarım saat daha uyuyayım, nasılsa kartuşluyla iki dakikada yoluveriyorum sakallarımı"  düşüncesi ağır basıyor.. Ve zamanla geleneksel tıraşın zevkini unutup, o zevksiz aletlerin tıraşına mahkum ediyoruz kendimizi..

Taa ki internette gezinirken bu foruma rastlayana kadar    

Çok teşekkürler cevabınız için.

[Eskiuyebyr]

Gitgide daha hızlı yaşamak zorundayız. Bu hıza yetişmek için her konuda pratik çözümler cazip geliyor. Vs vs... Hepimizin bildiği durumlar bunlar. Uzun uzun anlatmaya lüzum görmüyorum
Tıraş olayında şu şekilde düşünüyorum. Ben ilk tıraş olmaya başladığımda Sensör excel çıkmıştı. Çok başarılı olduğu teslim edilen ve forumda da bahsi geçen aranılan ve Impa'nin da getirdiği bir alet.
Ondan sonra 3 5 bıçak derken, şahsi fikrim kartuslarin kalitesi de bozuldu. Geleneksele geçmeden önce çok da bilinçli olmadan kendiliğinden mach3,fusion Vs kullanmayı bırakıp Blue G3 kullanmaya geçmiştim.
Yeni bir sistem çıksa makul fiyatlı ulaşılabilir olsa ve atıyorum haftada bir suratinizi bu yuvaya sokacaksiniz tıraş olmaya gerek kalmayacak dese, insanlar bunu talep eder ve bayıla bayıla kullanır.
Kimimizin cilt yapısı için zorunluluk, kimimiz için zorunluluk olmasa da hepimiz için salt keyif. Sigara içmek yerine pipo tüttürmek gibi birşey Teşbihte hata olmaz Tütün zararlıdır.
Doğru ekipman ve ürün secimleriyle de cilde faydalı, en güzel tıraş biçimi diyorum.

[erdoganzi]

bütün cevaplar için teşekkürler ancak halen 1. soruma, ergonomi, işlevsellik, teknik ve kesim kalitesinin nasıl daha iyi olduğu gibi konularda bilimsel bi cevap alamadım. Hatta burdaki büyük üstadlardan rica etsem bi açıklama getirebilirler mi ? (Özellikle Lord Sparhawk, Martin Amca gibi üstadlar'ın görüşlerini özellikle merak ediyorum)

Soruyu tekrar edeyim: DE Tiras aletlerinin tasarimina: jilet konan bolme, jilet alti tarakli yapisi, tek bicak olmasi ile bana tasarimsal olarak permatik, derby veya bic gibi markalarin banyo tiras bicaklarini animsatiyo. Bu kadar tasarim benzerligi varken ( malzeme turu ve kalitesi ayri konu tabi ki fakindayim) ama acaba nasil oluyor da benzer tasarim mantigina sahip bi Edwin jagger makine (ki kullanmadim ama cok ovuluyo ) daha iyi tiras saglayabiliuo? Sonucta permatigin de onun da icinde tek jilet var.. Lutfen ortami trollemek gibi bir amacim oldugunu dusunmeyiniz. Sadece cok merak ettim..

[eRenleR]

De aletlere gecmeden once tek bicakli permatik ile surekli tiras oldugumdan aradaki farki sahsen daha iyi anliyorum. DE89 kullanicisi olarak tek bicaklilar ile aradaki en temel fark kesmede degil makinanin cilde temas eden koruma alaninda oldugunu dusunuyorum. Metal koruma alani kesinlikle kanimca daha rahat tiras sagliyor. Bundan dolayi tek bicaklilarda da Bic Metal digerlerinden ayriliyor benim icin.

Ek olarak DE aletlerin kullan atlardan daha agir olmasi (ozellikle kafa kismi) kullanicida bastirma ihtiyacini minimize ediyor. Buda en azindan benim icin tahrisi azaltiyor.

İsin uzmani degilim sadece bir senelik tecrubelerim bunlar

[erdoganzi]

De aletlere gecmeden once tek bicakli permatik ile surekli tiras oldugumdan aradaki farki sahsen daha iyi anliyorum. DE89 kullanicisi olarak tek bicaklilar ile aradaki en temel fark kesmede degil makinanin cilde temas eden koruma alaninda oldugunu dusunuyorum. Metal koruma alani kesinlikle kanimca daha rahat tiras sagliyor. Bundan dolayi tek bicaklilarda da Bic Metal digerlerinden ayriliyor benim icin.

Ek olarak DE aletlerin kullan atlardan daha agir olmasi (ozellikle kafa kismi) kullanicida bastirma ihtiyacini minimize ediyor. Buda en azindan benim icin tahrisi azaltiyor.

İsin uzmani degilim sadece bir senelik tecrubelerim bunlar

Teşekkürler cevabınız için.. Yani bi nevi usturanın tıraş bıçağı versiyonu gibi oluyo rahat kesim için öyle mi?

[eRenleR]

Teşekkürler cevabınız için.. Yani bi nevi usturanın tıraş bıçağı versiyonu gibi oluyo rahat kesim için öyle mi?

Ustura denemedigim icin benzetme yapamayacagim. Ama aradaki his farkini kullanarak anlamaniz daha hayirli olur bence. Bunun icin EJDE89 kullanmaniza da gerek yok 5 liralik Rimei bile tiras sabunu ve firca kullanilarak yapilan bir tirasta kullan atla aradaki farki size hissettirecektir.