Yorumları: 1,022
Konuları: 12
Kayıt Tarihi: 2015
Fatih bey sorunu çözeli epey zaman olmuş gördüğüm kadarıyla.
Fatip Gentile denemedim. Eski tip agresif açık tarak ve yeni kafa açık tarak denedim. Bunlar arasında belirgin agresiflik farkları bulunuyor. Fatip Gentile'la ilgili gördüğüm yorumlar aletin yumuşak bir alet olduğu yönünde. Aynı dönemlerde dolabımda birden fazla Fatip tıraş aletiminde olduğu oldu. Fatip'in üretim töleransları eskiden çok muazzam değildi, sorun üretimsel ancak tıraşa etki eden bir tölerans farkı durumu olabilir. Olmasa bile bazen cilt tıraşa hazır olmayabiliyor, önceki tıraş kötü geçmiştir cilt toparlanamamıştır. Stresli bir gün geçirmiş olabiliyorsunuz. Düzenli olarak kullandığınız ve çok iyi bildiğiniz bir aletle dahi çok iyi bir tıraş çıkaramadığınız olabiliyor. İlk elin günahı olmaz derler. Belki de Selman bey de gününde olmayabilir. İnsanlık hali neticede.
Yorumları: 21
Konuları: 5
Kayıt Tarihi: 2021
(13/12/2021, Saat: 23:36)FatihTopal Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Merhaba komşularım. Geleneksel traşa başlayalı 2 sene oldu. İlk olarak gilette black beauty ile başladım. Daha sonra bu güzel aleti elimden çıkararak fatip grande gentle kullanmaya başladım. Halende bu aleti kullanıyorum. Tüm videoları izledim 2 senedir de forumu okuyorum ama ne yaptıysam yüzümü kesmeden bir traş olamadım. Her traşta yüzüm hacemat olmuş gibi kanıyor ertesi traşa kadar yüzüm yanıyor sonra yine yüzümü kesiyorum yine yanıyor. Böyle bir kısır döngü içine girdim. Meslek icabı herhün traş olmak zorundayım. Şöylede değişik bir durum var çene alt kısmında ve boyun bölgesinde sakalım soldan sağa doğru yönde çıkıyor ençokta burada zorlanıyorum. İlk perdeyi çıkışyönünde ikinciperdeyide çıkış yönünün tersine , haliyle boyun bölgemde sağdan sola doğru kesiyorum. Bu süreçte timor,borzana,astra yeşil,nacet in eskisinide yenisini de,persona,crystal kullandım. Sonuç hiç değişmedi her seferinde itinayla kendimi doğradım. Eşim artık traş olma kendini kesiyorsun diyor. Kızım görmesin diye kızımdan gizli traş oluyorum lütfen yardım edin Aynı ben,2 ay oldu muhle r89 ile hâlâ kesiyorum yüzümü,tersten almak zorunda kalıyorum, düz alınca sanki tıraş olmamısim gibi hissediyorum,En gıcık olduğum yer alt dudak altı bi türlü orayı alamıyorum,platinum,nacet,o clock,silver blue hepsi denedim.. bazen gerçekten sinir bozucu oluyor
HUAWEI CAN-L01 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Yorumları: 871
Konuları: 20
Kayıt Tarihi: 2018
Uzun zaman önce Fatip Gentile kullanmıştım. Sorunun Fatip Gentile'ın jileti hissettirmemesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Jileti fazla içeride tuttuğu için baskı yapmaya zorlayan bir tasarımı olduğunu hatırlıyorum.
Yorumları: 1,022
Konuları: 12
Kayıt Tarihi: 2015
https://www.badgerandblade.com/forum/thr...ay.512157/
http://shavenook.com/showthread.php?tid=55555
https://sharpologist.com/best-mild-safety-razor/
https://www.badgerandblade.com/forum/thr...er.601548/
https://www.badgerandblade.com/forum/thr...ns.615873/
https://www.badgerandblade.com/forum/thr...ly.500905/
http://shavenook.com/showthread.php?tid=55555
https://www.badgerandblade.com/forum/thr...519/page-2
https://theshaveden.com/forums/threads/t...iew.49684/
Şu başlıklara ve kopyalamaya üşendiğim en az bir bu kadar başlığa da genel olarak göz atıldığında genel anlamda gördüğüm yorumlar aletin agresif bir alet olmadığı, etkili bir kesimi olduğu ve ilk yorumumda da belirttiğim ve hemen hemen tüm başlıklarda okuduğum ve okuduğuma hiç şaşırmadığım üretim tölerans sorunları olabildiği, jilet hizalama sorunları olduğu şikayetleri. Benzer şekilde aletin agresif olduğu yorumlarını da görebilmek mümkün. Aynı kullanıcıların farklı başlıklarda çok agresif yazıp, bir başka başlıkta çok yumuşak yazdığı yorumlarını da gördüm.Bu yorumlar da gördüğüm kadarıyla genelde 2018 öncesi yorumlar. 2018 sonrası sanki daha yumuşak bir alet olduğuna dair yorumlar var gibi...
Konu benim açımdan Fatip Gentile vs Edwin Jagger De89 tartışmasından ziyade Gentile'ın yumuşak-orta veya agresif tıraş aleti skalasında nerede konumlandırıldığı? Açık taraklı yeni versiyon başlık agresif değil. Orta üstü agresif. 2016 öncesi açık tarak başlıksa agresif. Bunu elime geçen birden fazla (eskisiyle yenisiyle ve fotoğraflara bakarak hatırladığım 6) Fatip'e dayanarak net olarak yazıyorum.
Emre bey siz kullandınız mı Fatip Gentile'ı? Sizin görüşünüz nedir bu konuda? Bu aleti alıp almama konusunda geçmiş dönemde çok kararsız kalmış ve almamıştım. Sayenizde bir 500 tl ateşleyip, alacağım.
Eğer siz de yoksa siz de satın alın, bir inceleme yazalım. En önemli tecrübe okuduğumuz değil, kendi tecrübe ettiğimizdir. Yine de tekraren söylüyorum. Fatip üretimsel olarak mükemmel kalitede tutarlı aletler üretebilen bir üretici değil. Yorumların birbirinden ayrılmasının en büyük nedeninin bu olabileceğini düşünüyorum. Bir diğer konuda jilet hissiyatının düşük olmasından dolayı açı tutturamamak, bastırma eğilimi ve tahriş durumunun aletin agresif bir alet olabileceği noktasında ki kullanıcıyı yanıltabilme ihtimali. Tiz sesli geri bildirimi de bunu destekliyor.
Alet gelince eş zamanlı tıraşlarda kullanarak diğer aletlerle de mukayese edeceğim.
Yorumları: 3,517
Konuları: 125
Kayıt Tarihi: 2011
12/02/2022, Saat: 01:58
(Son Düzenleme: 12/02/2022, Saat: 12:16, Düzenleyen: Lord Sparhawk.)
(11/02/2022, Saat: 00:37)telemcii Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Aynı ben,2 ay oldu muhle r89 ile hâlâ kesiyorum yüzümü,tersten almak zorunda kalıyorum, düz alınca sanki tıraş olmamısim gibi hissediyorum,En gıcık olduğum yer alt dudak altı bi türlü orayı alamıyorum,platinum,nacet,o clock,silver blue hepsi denedim.. bazen gerçekten sinir bozucu oluyor
HUAWEI CAN-L01 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Aslında sorununuzun sebebini kendi mesajınızda yazmışsınız. "Düz alınca tıraş olmamışım gibi geliyor tersten almak zorunda kalıyorum" demişsiniz ya işte orası. Geleneksel tıraşa ilk geçildiğinde bu makinelerde oynar başlık olmadığı için açı olayına dikkat etmek gerekiyor. Çünkü makine düşük açıyla kullanılırsa, yani sap çok yere bakarsa jilet kesmiyor adeta kazıyor sistre gibi. Açı çok fazla olursa yani sap çok yukarı bakarsa bu sefer de jilet ciltte optimum kesme temasını sağlamayıp yer yer sıyrılıp kayıyor deri üzerinden. Bu nedenle bazı noktalarda kesmiyor, az kesiyor. Acemi kullanıcı da 2 perde oluyor ama bu açıyı tutturamadığı için bazı yerleri kazıyarak tıraş etmiş oluyor, bazı yerleri sıyırarak kaçırmış oluyor. Sonra "ya temiz tırşa olmadı bu ben tersten de olacağım" diyor. Cilt zaten yanlış teknikten yorulmuş bir de üstüne baskılı tersten tıraş gelince iyice harap oluyor. Kesikler, çizikler, incelen epitelde kızarıklıklar, iltihaplar oluşuyor. Bu süreç normalde 1 en fazla iki ay gibi bir sürede geçer çoğu kişide ama konuyu açan komşumuzun durumunda benim de ilk kez şahit olduğum gibi iki sene sürmüş.
Şimdi tabi herkesin el hassasiyeti farklı olduğu için, bu süreç değişken olsa da işin içine makine agresifliği de giriyor. Malum makinenin agresifliğini temel olarak kafa geometrisi belirliyor. Üç faktör önemli; jiletlin ne kadar kıvrık tutulduğu, jiletle siper arası mesafe ve koruma barının enlemesine genişliği, yani jiletin kesici ağıznın ne kadar ilerisinde olduğu. Bunların karışımı agresiflik dediğimiz şeyi belirliyor. Başka ikinci faktörler de var ağırlık, sap boyu, bar tipi vs gibi ama esas kafa tasarımı önemli. Agresif dediğimiz makinelerde haliyle jileti yüzünüzde çok net hissedersiniz. Çünkü koruma barının ucuna yakındır ve daha düz açı ile duruyordur. Bu nedenle teması nettir. Teması net olduğu için tıraş ederkenki açı aralığı da toleranslıdır. Acemi birisi açıya fazla dikkat etmese bile yuklarıda anlattığım sıyırma olayını yaşamaz ve her türlü yakın tıraşını olur. Ancak çok agresif makineler yeni başlayanlara önerilmez çünkü aceminin eli henüz bastırmadan, aynı yerden geçmeden tıraş olmaya alışık olmadığından plastik tıraş bıçağı gibi bastıra bastıra, aynı yerden çok geçerek kullanır. Sonuçta makine affetmez, yüz pancar gibi olur.
Böyle bakınca o zaman en yumuşak makine en iyisi değil mi diye düşünülebilir. Fakat o da doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü onlarda yukarıda anlattığım durumun tam tersi vardır, jilet fazla kıvrık tutulduğundan ve/veya koruma barının çok gerisinde olduğundan tıraş esansında yüzde pek hissedilmez hatta hiç hissedilmez. Belli bir açıda tıraş olmaya alışmış bir kullanıcı için bu sorun olmasa da yeni başlayan acemi birinde bu çok büyük sıkıntı yaratır çünkü jileti yüzünde net hissedemediğinden bir türlü doğru açıda kesemez, sürekli açıyla oynar. Üstüne bunlarda jiletin tıraş etme açı aralığı çok daha sınırlı bir aralıkta olduğu için doğru aralığı bulup korumak önemlidir. E bu sağlanamayınca da kullanıcı başlar iyice bastırmaya, defalarca aynı yerden geçmeye, 4-5 perde tıraş olmaya, her yeri iyce tersten temizlemeye çalışmaya. Her tıraşta bu kadar jiletle kazınan cilt de dayanamaz ve yine çok tahriş olur.
Bu nedenle yeni başlayanlar için ne çok sert, ne de çok yumuşak makineleri pek önermeyiz. Yani video izleyip özenip mühle r41 ile başlamak çok sert bir giriş olur. Keza kelebekmiş, japonmuş diye feather popular ile başkamak da oldukça zorlayıcı olur. Misal aynı zorluğu wilkinsonun plastik modeliyle başlayan çoğu kişi yaşadığını söylüyor. Orta agresiflikte bir şeye geçtiklerinde dünya varmış dediklerini söylüyorlar. Zaten aslına bakarsanız uzun vadede de en tatlısı orta agresif makineler oluyor. Çünkü bunlar tıraş yakınlığı ile cilt konforunu çok iyi dengeliyorlar. Ne kullanırsanız kullanın cildiniz yorulursa yine bunlara dönüp rahatlıyorsunuz. Bu bakımdan edwin jagger standart modeller, merkur 34, 42 gibi orta agresif konfor modelleri çıktıklarından beri dünyada en çok satan modeller durumunda. Aslında Gentile de bunlardan çok uzak değil ama orta agresifin daha başında olarak bu ikisine göre jileti daha az hissettirdiği için yeni başlayanları doğru açıyla tıraş etme konusunda zorlayabiliyor.
Konu kafa monte toleransları, simetri bozuklukları değil çünkü bir makinede toleranstan ya da simetri bozukluğundan dolayı jilet bir tarafa doğru daha çıkarsa, bir tarafı fazla agresif olup diğer tarafı neredeyse hiç almayacak kadar yumuşak olacaktır, kullanıcı da bu anormalliğin farkına varıp makinede bir üretim hatası olduğunu anlayacaktır.
Kimi kullancı alışma evresinde sabredemeyip ben yumuşak sevmiyorum, çok agresif alırım ya da koruma barını çıkarırırım öyle tek perde ustura gibi tıraş olur geçerim diyor ama bu da bir çözüm değil. Çünkü hem doğru açı ve baskısız tıraş olmayı öğrenmeyi atlamış oluyorlar, hem de cilt ne kadar sağlam olursa olsun böyle agresif bir sistemde günlük düzenli tıraşta bir süreden sonra yorulmaya ve sağlıksızlaşmaya başlıyor. Herkesin cildinin, sakalının ve el dengesinin farklı seviyelerde olduğunu da düşündüğümüzde bazen ayarlı bir makine en iyi seçenek olarak ortaya çıkabiliyor. Ayarlı makinelerde yeni başlayanlarda tek bir risk var o da alışma sürecinde yine açıyı bulamazsa sürekli ayarla oynayıp bocalamak. Bu nedenle belki ilk makine olarak değil ama ikinci ve sonrası olarak düşünülebilir.
Buraya kadar yazdıklarım işin "temel" noktaları. Yoksa doğrudan jiletli ustura hatta zorlarsanız çelik ustura ile de geleneksel tıraşa başlayabilirsiniz. Evet normale göre oldukça zorlayıcı bir başlangıç olur ama imkansız değil. Sizin kendinize işi ne kadar zorlaştırmak istediğinizle alakalı bir durum olur. Benim tavsiyem yeni başlayanların orta agresiflikte modeller ile başlamaları. Son olarak yeni başlayanların yaşadığı tahriş sorunun en temel sebebinden birinin de zamanında hepimizin kapılmış olduğu "her tıraşı sinek kaydı tıraş olma çabası" olduğunu ekleyeyim. Hele günlük tıraş oluyorsanız sinekkaydı tıraş hiç doğru bir stil değildir. Elbet cilt yorulur. Yeni başlıyorsanız tıraş konforuna odaklanmalısınız. Yok aynada sakal görünüyor mu, yok elime sakal geliyor mu, yok çenemde, bıyığımda sakal kalıyor vs geçeceksiniz bunları. Kalıyorsa kalsın. Önce tahrişsiz rahat tıraş olmayı öğrenip buna alışmak lazım, sonra zamanla el de oturdukça daha yakın tıraşları kontrollü şekilde olabilecek hale gelirsiniz.
http://tiraskeyfim.blogspot.com/
http://saklinotalar.blogspot.com/
Yorumları: 21
Konuları: 5
Kayıt Tarihi: 2021
(12/02/2022, Saat: 01:58)Lord Sparhawk Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Aslında sorununuzun sebebini kendi mesajınızda yazmışsınız. "Düz alınca tıraş olmamışım gibi geliyor tersten almak zorunda kalıyorum" demişsiniz ya işte orası. Geleneksel tıraşa ilk geçildiğinde bu makinelerde oynar başlık olmadığı için açı olayına dikkat etmek gerekiyor. Çünkü makine düşük açıyla kullanılırsa, yani sap çok yere bakarsa jilet kesmiyor adeta kazıyor sistre gibi. Açı çok fazla olursa yani sap çok yukarı bakarsa bu sefer de jilet ciltte optimum kesme temasını sağlamayıp yer yer sıyrılıp kayıyor deri üzerinden. Bu nedenle bazı noktalarda kesmiyor, az kesiyor. Acemi kullanıcı da 2 perde oluyor ama bu açıyı tutturamadığı için bazı yerleri kazıyarak tıraş etmiş oluyor, bazı yerleri sıyırarak kaçırmış oluyor. Sonra "ya temiz tırşa olmadı bu ben tersten de olacağım" diyor. Cilt zaten yanlış teknikten yorulmuş bir de üstüne baskılı tersten tıraş gelince iyice harap oluyor. Kesikler, çizikler, incelen epitelde kızarıklıklar, iltihaplar oluşuyor. Bu süreç normalde 1 en fazla iki ay gibi bir sürede geçer çoğu kişide ama konuyu açan komşumuzun durumunda benim de ilk kez şahit olduğum gibi iki sene sürmüş.
Şimdi tabi herkesin el hassasiyeti farklı olduğu için, bu süreç değişken olsa da işin içine makine agresifliği de giriyor. Malum makinenin agresifliğini temel olarak kafa geometrisi belirliyor. Üç faktör önemli; jiletlin ne kadar kıvrık tutulduğu, jiletle siper arası mesafe ve koruma barının enlemesine genişliği, yani jiletin kesici ağıznın ne kadar ilerisinde olduğu. Bunların karışımı agresiflik dediğimiz şeyi belirliyor. Başka ikinci faktörler de var ağırlık, sap boyu, bar tipi vs gibi ama esas kafa tasarımı önemli. Agresif dediğimiz makinelerde haliyle jileti yüzünüzde çok net hissedersiniz. Çünkü koruma barının ucuna yakındır ve daha düz açı ile duruyordur. Bu nedenle teması nettir. Teması net olduğu için tıraş ederkenki açı aralığı da toleranslıdır. Acemi birisi açıya fazla dikkat etmese bile yuklarıda anlattığım sıyırma olayını yaşamaz ve her türlü yakın tıraşını olur. Ancak çok agresif makineler yeni başlayanlara önerilmez çünkü aceminin eli henüz bastırmadan, aynı yerden geçmeden tıraş olmaya alışık olmadığından plastik tıraş bıçağı gibi bastıra bastıra, aynı yerden çok geçerek kullanır. Sonuçta makine affetmez, yüz pancar gibi olur.
Böyle bakınca o zaman en yumuşak makine en iyisi değil mi diye düşünülebilir. Fakat o da doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü onlarda yukarıda anlattığım durumun tam tersi vardır, jilet fazla kıvrık tutulduğundan ve/veya koruma barının çok gerisinde olduğundan tıraş esansında yüzde pek hissedilmez hatta hiç hissedilmez. Belli bir açıda tıraş olmaya alışmış bir kullanıcı için bu sorun olmasa da yeni başlayan acemi birinde bu çok büyük sıkıntı yaratır çünkü jileti yüzünde net hissedemediğinden bir türlü doğru açıda kesemez, sürekli açıyla oynar. Üstüne bunlarda jiletin tıraş etme açı aralığı çok daha sınırlı bir aralıkta olduğu için doğru aralığı bulup korumak önemlidir. E bu sağlanamayınca da kullanıcı başlar iyice bastırmaya, defalarca aynı yerden geçmeye, 4-5 perde tıraş olmaya, her yeri iyce tersten temizlemeye çalışmaya. Her tıraşta bu kadar jiletle kazınan cilt de dayanamaz ve yine çok tahriş olur.
Bu nedenle yeni başlayanlar için ne çok sert, ne de çok yumuşak makineleri pek önermeyiz. Yani video izleyip özenip mühle r41 ile başlamak çok sert bir giriş olur. Keza kelebekmiş, japonmuş diye feather popular ile başkamak da oldukça zorlayıcı olur. Misal aynı zorluğu wilkinsonun plastik modeliyle başlayan çoğu kişi yaşadığını söylüyor. Orta agresiflikte bir şeye geçtiklerinde dünya varmış dediklerini söylüyorlar. Zaten aslına bakarsanız uzun vadede de en tatlısı orta agresif makineler oluyor. Çünkü bunlar tıraş yakınlığı ile cilt konforunu çok iyi dengeliyorlar. Ne kullanırsanız kullanın cildiniz yorulursa yine bunlara dönüp rahatlıyorsunuz. Bu bakımdan edwin jagger standart modeller, merkur 34, 42 gibi orta agresif konfor modelleri çıktıklarından beri dünyada en çok satan modeller durumunda. Aslında Gentile de bunlardan çok uzak değil ama orta agresifin daha başında olarak bu ikisine göre jileti daha az hissettirdiği için yeni başlayanları doğru açıyla tıraş etme konusunda zorlayabiliyor.
Konu kafa monte toleransları, simetri bozuklukları değil çünkü bir makinede toleranstan ya da simetri bozukluğundan dolayı jilet bir tarafa doğru daha çıkarsa, bir tarafı fazla agresif olup diğer tarafı neredeyse hiç almayacak kadar yumuşak olacaktır, kullanıcı da bu anormalliğin farkına varıp makinede bir üretim hatası olduğunu anlayacaktır.
Kimi kullancı alışma evresinde sabredemeyip ben yumuşak sevmiyorum, çok agresif alırım ya da koruma barını çıkarırırım öyle tek perde ustura gibi tıraş olur geçerim diyor ama bu da bir çözüm değil. Çünkü hem doğru açı ve baskısız tıraş olmayı öğrenmeyi atlamış oluyorlar, hem de cilt ne kadar sağlam olursa olsun böyle agresif bir sistemde günlük düzenli tıraşta bir süreden sonra yorulmaya ve sağlıksızlaşmaya başlıyor. Herkesin cildinin, sakalının ve el dengesinin farklı seviyelerde olduğunu da düşündüğümüzde bazen ayarlı bir makine en iyi seçenek olarak ortaya çıkabiliyor. Ayarlı makinelerde yeni başlayanlarda tek bir risk var o da alışma sürecinde yine açıyı bulamazsa sürekli ayarla oynayıp bocalamak. Bu nedenle belki ilk makine olarak değil ama ikinci ve sonrası olarak düşünülebilir.
Buraya kadar yazdıklarım işin "temel" noktaları. Yoksa doğrudan jiletli ustura hatta zorlarsanız çelik ustura ile de geleneksel tıraşa başlayabilirsiniz. Evet normale göre oldukça zorlayıcı bir başlangıç olur ama imkansız değil. Sizin kendinize işi ne kadar zorlaştırmak istediğinizle alakalı bir durum olur. Benim tavsiyem yeni başlayanların orta agresiflikte modeller ile başlamaları. Son olarak yeni başlayanların yaşadığı tahriş sorunun en temel sebebinden birinin de zamanında hepimizin kapılmış olduğu "her tıraşı sinek kaydı tıraş olma çabası" olduğunu ekleyeyim. Hele günlük tıraş oluyorsanız sinekkaydı tıraş hiç doğru bir stil değildir. Elbet cilt yorulur. Yeni başlıyorsanız tıraş konforuna odaklanmalısınız. Yok aynada sakal görünüyor mu, yok elime sakal geliyor mu, yok çenemde, bıyığımda sakal kalıyor vs geçeceksiniz bunları. Kalıyorsa kalsın. Önce tahrişsiz rahat tıraş olmayı öğrenip buna alışmak lazım, sonra zamanla el de oturdukça daha yakın tıraşları kontrollü şekilde olabilecek hale gelirsiniz.
Öncelikle teşekkürler. Tavsiyelerinizi dikkate alacağımı bilmenizi isterim.
Yorumları: 3,517
Konuları: 125
Kayıt Tarihi: 2011
Rica ederim.
http://tiraskeyfim.blogspot.com/
http://saklinotalar.blogspot.com/
Yorumları: 20
Konuları: 3
Kayıt Tarihi: 2018
(11/02/2022, Saat: 00:37)telemcii Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Aynı ben,2 ay oldu muhle r89 ile hâlâ kesiyorum yüzümü,tersten almak zorunda kalıyorum, düz alınca sanki tıraş olmamısim gibi hissediyorum,En gıcık olduğum yer alt dudak altı bi türlü orayı alamıyorum,platinum,nacet,o clock,silver blue hepsi denedim.. bazen gerçekten sinir bozucu oluyor
HUAWEI CAN-L01 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Komşum sorunumuz aynı. Bende bu altın cümleyi kullandım. İlk perdede sanki hiç traş olmamışım gibi dedim ve ordan cümleyi ayıklayıp sorunumun temel noktasını çözdük. Açı çok önemli. Gerekirse ilk perdede yarım saat uğraşıp açıyı bulup tek perde traş oluyormuş gibi temiz traş olmak,daha sonra 2. perdeye geçmek gerekiyormuş.( Cümleyi dağınık kurdum sanırım ) ben bu şekilde açı olayını baya bir oturttum. Tabi jiletinde etkisi büyük. Bu süreçte mavi astra yeşil astra sarı 7oclock nacet ve asco kullandım. Asco biraz hırpaladı desem yeridir bana uymadı.
|