Tıraş Olmak Saçları ve Sakalları Daha Hızlı ve Gür Mü Çıkarır?
#1
Bu konu daha öncesinde forumda konuşuldu ama bir konu başlığı altındamıydı hiç hatırlayamadım ve varsa konuyu da bulamadım.
Özellikle tıraşa yeni başlayacak genç arkadaşların en büyük korkusu ki genç yaşımda bende bunu hep merak ederdim ve yüzümdeki bazı bölgelere mümkün olduğunca jilet değdirmekten kaçınırdım.
Evrim ağacının, bu konuda yapılmış olan klinik deney ve araştırmalardan derleyip yazmış olduğu kısa bir bilgilendirme yazısı.

Yazı linkiyle beraber kopyala yapıştır yapmayı tercih ettim daha fark edilebilir olması açısından
https://evrimagaci.org/tiras-olmak-sacla...ikarir-759

56_1236903776536360026133940965612132143...52njpg.jpg

Mit-1: "Sakalları ve saçları ne kadar sık keserseniz, saç ve sakallarınız o kadar gür, güçlü ve daha koyu renkte çıkacaktır."

Mit-2: "Siz bizim İnebahtı Savaşı'nda sadece sakalımızı kestiniz, biz ise sizin kıbrıs'ı almakla kolunuzu kestik. sakal daha gür bir şekilde tekrar büyür, fakat kesilen kol tekrar gelmez.'' (Sokullu Mehmet Paşa)

Gerçek: Vücudumuzdaki hiçbir kılın uzama hızı veya gürlük miktarı, kılların kesilmesiyle alakalı değildir. Bugüne kadar bu iddiayı ele alan hiçbir araştırma kılların kesilmesini uzama hızı veya kıl gürlüğü ile ilişkilendirmediği gibi, yapılan tüm araştırmalar arada hiçbir bağlantı bulunmadığını göstermektedir. Bu durum, hem erkekler hem de dişiler için geçerlidir.

Bilgi-1: Ne saçların ne de sakalların kesildikçe daha gür çıkmadığı gerçeği, ilk olarak 1928 yılında klinik olarak test edilerek onaylanmıştır. Daha sonra 2005 yılında tekrar edilen klinik deneyler de, hem saçların, hem de sakalların traş edilmesiyle uzaması veya gürleşmesi arasında hiçbir bilimsel ilişki olmadığını göstermiştir.

Bilgi-2: Kesilen saç/sakal gür ya da koyu renkte çıkmaz; ancak bu şekilde görünür. Çünkü kesilen sakal, kesilmeyen sakallar gibi giderek incelmez ve dipleri göreceli olarak kalındır. Bu da, daha yoğun bir sakal çıkıyormuş izlenimi verir; ancak gerçekte herhangi bir gürlüğe rastlanmaz. Benzer şekilde, traş edildikten sonra çıkan sakalın daha koyu renkte görülme sebebi, henüz güneş ışığına maruz kalmamış olmasıdır. Son olarak, sakalların kesildikten sonra ele daha sert geliyor olması, tıraş bıçağının kılı açılı bir şekilde keserek sivri uçlar bırakıyor olmasıdır. Tüm bunlar göz önüne alındığında, kılları kesmenin, onların fizyolojisine herhangi bir etkide bulunmadığı görülebilir.

Bilgi-3: Saçların uzama hızı ve sıklık miktarı, kılların kendisi tarafından değil, kıl köklerinde bulunan foliküller tarafından belirlenir. Bu foliküllere de ne yapmaları gerektiğini bildiren unsur genetik materyaldir. Dolayısıyla vücudunuzdaki tüm kılların ortalama uzama hızı ve gürlüğü, sizi oluşturacak sperm ve yumurta birleştiği anda belirlenmiştir. Elbette hormonlar ya da beslenme gibi çevresel faktörler uzama hızına etki eder; çünkü hücrelerin işleyişine etki etmektedir. Ancak kılları kesmek veya kıl kesme sıklığı, uzaması ile hiçbir şekilde ilişkili değildir.

Bilgi-4: San Francisco'da bulunan Kaliforniya Üniversitesi'nden dermatolog Dr. Paradi Mirmirani'nin de vurguladığı gibi, bir unsurun kıl uzama hızına etki etmesi için, kılları üreten hücreleri değiştirmesi/etkilemesi gerekir. Bu yüzden genetik mutasyonlar, hormonlar veya beslenme gibi çevresel faktörler kıl uzamasına etki eder. New York'ta bulunan Philip Kingsley Kliniği'nden trikolog (saç ve kafa derisi uzmanı) Elizabeth Cunnane Phillips şöyle söylüyor:

"Saç veya sakal kesmenin büyüme hızına hiçbir etkisi yok. Bu, genetik olarak önceden belirleniyor. Büyüme hızı; genel sağlık durumu, diyet alışkanlıkları, tiroid bezinin çalışma miktarı, düşük demir oranları veya kansızlık gibi endokrin işlevlerle ilgili faktörlerden etkilenir. Bunların hepsi, kılların ne kadar hızlı çıkacağını ve onları ne kadar hızlı dökeceğimizi belirler."

Bilgi-5: Bu konuda çoğu insanı yanıltan, kıl anatomisinin düzenli olmayışıdır. Kılların dipleri daha kalındır, uç kısımları ise daha incedir. 5 milimetrelik bir kıl jiletle kesildiğinde, örneğin 0.3 milimetrelik uzunluğa kadar, kök kısmına yakın bir yerden parçalanır. Bu parçalanma jiletin ve kılların yapısına bağlı olarak 2 şekilde olabilir: ya bir sopayı sivriltmek için yatay olarak aşındırdığımız gibi uca doğru iyice sivrileşecek şekilde kesilir (çünkü jiletin etkisiyle yan yatar) veya bir ağacı kestiğimizde olduğu gibi gövdesi yatay bir şekilde kesilir. İki durumda da olan geçici bir koyulaşmadır. İlkinde, sivri uçlar ışığı normal kıl kalınlığı kadar dağıtamadığı için siyahlaşmış gibi görünür. İkincisinde ise derideki porlardan çıkan kıl ağaç gövdesi gibi yatay olarak poru doldurduğu için ve tepeden bakıldığında simsiyahmış gibi gövdesi gözükür. Halbuki kılı normal uzamasına bırakıp yeniden başlangıçtaki 5 milimetreye ulaştığında, önceki haliyle kıyaslayacak olursanız, birebir aynı oldukları gözükecektir. Çünkü kıl uzadıkça, başlangıçtaki o incelmiş kısım uzamaya bağlı olarak zayıflayıp dökülecektir; yeni çıkan kıl ise bir öncekiyle (ki zaten onun devamıdır) birebir aynı özellikte olacaktır. Bu geçici koyulaşma, aynı zamanda sıklaşma algısı da yaratmaktadır. Ancak böyle bir şey yoktur. Bu, algı yanılgısıdır.

Bilgi-6: Bu konuyla ilgili algısal yanılgılardan bir diğeri ise, çoğunlukla erkeklerin ilk tıraşlarını ergenlik yaşlarında olmaya başlamasıdır. Ergenlikte kıllanma arttığı ve kıllar gürleştiği için, sanki tıraş oldukça kıl kalınlığı artıyor algısı oluşmaktadır. Fakat bu da bir yanılgıdır. Tıraş ile kıllanma arasında herhangi bir ilişki bulunmamaktadır.
https://www.facebook.com/pages/Pardus-Handcraft/875240639222477

https://www.instagram.com/pardushandcraft/

Cevapla
#2
Detaylı bir yazı olmuş konuyla ilgili teşekkürler.
Özellikle 20 yaş altı gençler için bir ekleme de benden olsun,
Sakalı gürleştirmek adına gher gün jiletle tıraş yanlış bir uygulamadır.Sürekli olarak bu dönemde yeni çıkan sakal adayı tüylerin olgunlaşabilmesi için haftada 2 gün tıraş olmak en sağlıklı yöntemdir.
20 yaşında erkeklerdeki gelişim sona erdiğinden istenilen sıklıkta tıraş olunabilir.
Selamlar
Cevapla
#3
@DeliDumrul,
Bilgilendirme için eline, yüreğine sağlık.

Klinik deneyler de ortaya konulsa, bu konuda öyle yerleşik ve öyle bir etkin algı var ki hiç bir şekilde yok edilemez. Smile)
Yalnız konu çok boyutlu şekilde bilimsel olarak araştırılmalıdır.

Acaba yukarıdaki deneyleri hangi yaştaki insanlar arasında yaptılar.
Bu da sonuçları değiştirebilir.
__________________________________________

E n v i r o n m e n t a l i s t

Cevapla
#4
Cok guzel bir inceleme olmus. Emeginize saglik.
Ornek olarak kendimden vereyim. Ben yillarca hipertiroid rahatsizligiyla ugrastim. Hormonlarim cok dengesizdi, buna bagli olarak vucudumda cok dalgalanmalar oldu. Konumuz kil olunca soyle soyleyeyim,bizim ailede tek kil problemi olan kisi benim. Bunu da tiroid rahatsizligina bagliyorum. Ayrica kel degilim ama ara ara saclarim normalden cok daha seyreklesir bi sure sonrada tekrardan eskisi gibi olur. Tamamiyla tiroide bagliyorum, ki doktorlarinda dedigi bu yondeydi. Tirod rahatsizligimin uzun vadede en cok sikintili noktasi vucudumun yari orman vari durumu Smile)
Cevapla
#5
Yazı için teşekkürler hocam. Fotoğraftaki tıraş makinesi olayını bu şekilde tahmin etmezdim ama mantık olarak elekten geçen sakal parçalanıyor, düzgün bir kesim söz konusu değil.

Nokia 3310 cihazımdan Tapatalk Turbo Pro VIP kullanılarak gönderildi
Cevapla
#6
Elinize sağlık komşum. Derli-toplu ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Teşekkürler.
bir yıl daha bitiyor
düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor yoksa daha hızlı mı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?
Cevapla
#7
Teşekkür ederim arkadaşlar,
@manuple üstat, bilginin doğruluğunu savunuyorlarsa eğer yaş aralığı ergen ve orta yaştır diye düşünüyorum. Altıncı bilgideki açıklamadan da böyle olabileceğini düşündüm. Sonuç olarak böyle bir araştırmanın belli bir yaş grubunu kapsamaması gerektiğini düşünmüşlerdir sanırım.
Diğer taraftan 20-30 lu yaşlarımda sırt bölgemde hiç kıl yokken son yıllarda belirgin şekilde çıkmaya başladı Sırt bölgemi hiç tıraş etmemiştim Smile

@turkoglum13 üstat, sizi anlayabiliyorum çevremde bir kaç arkadaşımda aynı dertten yakınıyor. Allah başka keder vermesin diyelim.
Olay bence de tamamen bünye meselesi, kısaca yeni tıraşa başlayacak arkadaşlar bunu kendilerine dert etmeden en keyifli ve en sorunsuz tıraşı olmaya çalışsınlar.
https://www.facebook.com/pages/Pardus-Handcraft/875240639222477

https://www.instagram.com/pardushandcraft/

Cevapla
#8
Eline sağlık Mustafa hocam, güzel bir yazı olmuş.
Cevapla
#9
Yanlış bilinen yaygın bilgilerden birini daha öğrettiğiniz için teşekkür ederim Üstadım. Elinize sağlık.
Cevapla
#10
Yukarıdaki fotoğrafı ilk kez 80’li yılların sonunda Bilim ve Teknik dergisinde görmüştüm, ünlü bir fotoğraf olsa gerek kıl konusunda yaşlandıkça istenen bölgelerdeki kıllar (örneğin saç)/ istenmeyen bölgelerdeki kıllar (örneğin omuz, sırt, kulak gibi) oranının düşmesi de bana ayrı bir hüzün vermiştir


Tapatalk Pro kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Lightbulb Tıraş. Duştan önce mi, sonra mı? mancho 75 65,036 28/09/2022, Saat: 21:22
Son Yorum: Can Çelik
  Eski Tıraş Jiletleri Nasıl Keskinleştirilir? MerkurFutur 9 11,964 28/12/2020, Saat: 22:26
Son Yorum: MerkurFutur
  DE Tıraş Makinasında İki Eli Aynı Etkinlikle Kullanma MerkurFutur 11 8,174 31/08/2020, Saat: 00:00
Son Yorum: krub
  Yazın kullanmaktan en çok keyif aldığınız tıraş ürünleri nelerdir? btoprak 62 67,889 16/04/2020, Saat: 22:40
Son Yorum: Jonas
  WTG, XTG, ATG ve Sakal Yönüne Göre Tıraş Teknikleri pars 56 101,795 24/06/2019, Saat: 13:59
Son Yorum: Silentsv
  İleri tıraş denemeleri Lord Sparhawk 45 66,703 22/10/2016, Saat: 19:07
Son Yorum: Raskolnikov
  Geleneksel Tıraşa Nasıl Başladım ? - Kendi Tıraş Tekniklerim Xo-oX 14 13,935 14/05/2016, Saat: 11:02
Son Yorum: rating
  Tıraş kremi-sabunu vs tıraş jeli mustafayazar 18 18,992 12/04/2016, Saat: 23:42
Son Yorum: mustafayazar
Information Yaz aylarında cilt sağlığınız daha önemli Lord Sparhawk 7 12,828 22/07/2012, Saat: 01:58
Son Yorum: ihtilaf

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: